Translation of "ödeme" in English

Ödeme yetersiz.

The pay is meager.

Ödeme berbat.

The pay is horrible.

- Bana çok ödeme yapılır.
- Çok ödeme aldım

I get paid a lot.

Ben ödeme yapıyorum.

I'm paying.

Ödeme çok kötü.

The pay is terrible.

Henüz ödeme yapmadım.

I haven't gotten paid yet.

Sana ödeme yapabiliriz.

We can pay you.

Kasada ödeme yaparsınız.

Pay at the cash register.

Tom'a ödeme yapılmamalı.

Tom shouldn't be paid.

Tom'a ödeme yapılmayacak.

Tom won't be paid.

Bana ödeme yapıyorsunuz.

You're paying me.

Geri ödeme zamanı.

It's payback time.

Size ödeme yapıldı.

You've been paid.

Sana ödeme yapamam.

I can't pay you.

Dün ödeme aldım.

I got paid yesterday.

Ona ödeme yapamıyorum.

I can't pay him.

Tom'a ödeme yapılmıyor.

Tom doesn't get paid.

Ben ödeme almıyorum.

- I'm not getting paid.
- I don't get paid.

Tom'a ödeme yaptım.

I paid Tom.

Ödeme yapmam gerekiyor.

I need to pay.

Geri ödeme istedim.

I demanded a refund.

Sekretere ödeme yap.

Pay the secretary.

Sekreterlerinize ödeme yapın.

Pay your secretaries.

Ödeme almayı beklemiyordum.

- I didn't expect to get paid.
- I wasn't expecting to get paid.

Ödeme sırası sende.

It's your turn to pay.

Ödeme sırası bende.

It's my turn to pay.

Geri ödeme istiyorum.

I'd like a refund.

Sami ödeme yapacaktı.

Sami was going to pay.

Tom'a ödeme yapmadım.

I didn't pay Tom.

Ödeme sırası Tom'da.

It's Tom's turn to pay.

- Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.
- Ödeme yapmadan restorandan kalktı.

He left the restaurant without paying.

- Ona bir sürü ödeme yapılıyor.
- Ona çok ödeme yapılıyor.

- She gets a high salary.
- She gets paid a lot.

Yeteneğine göre ödeme yapılacak.

- You will be paid according to your ability.
- You'll be paid according to your ability.

Hangi ödeme seçenekleri mevcut?

What payment options are available?

Smith ödeme talep etti.

Smith demanded payment.

O derhal ödeme istiyor.

He demands immediate payment.

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

He left the restaurant without paying.

Ödeme yapmadığım için memnunum.

I'm glad that I'm not paying.

Onlara nerede ödeme yaptın?

Where did you pay them?

Sana ödeme yapmalı mıyım?

Do I have to pay you?

Bugün Tom'a ödeme yapamam.

I can't pay Tom today.

Ödeme yapmak zorunda değilsin.

You don't have to pay.

Sana ödeme yapıldığını göreceğiz.

We'll see you get paid.

Bunun için ödeme yapamayacağım.

I won't be able to pay for it.

Ödeme sırası bende mi?

Is it my turn to pay?

Bize iyi ödeme yapılacak.

We'll be well paid.

Onlara iyi ödeme yapılacak.

They'll be well paid.

Ne zaman ödeme alırım?

- When do I get paid?
- When will I get paid?

Henüz Tom'a ödeme yapmadı.

She hasn't paid Tom yet.

Tom'a yüklü ödeme yaparım.

I pay Tom well.

Tamirciye kim ödeme yapacak?

Who's going to pay the mechanic?

Bana yeterince ödeme yapılmıyor.

I'm not being paid enough.

Bunun için ödeme yapmıyorum.

I'm not paying for this.

Sana iyi ödeme yapacağım.

I'll pay you well.

Ödeme yapmayı kabul etmedi.

You refused to pay.

Bize ödeme nedenin budur.

That's why you pay us.

Araba için ödeme yapamam.

I can't pay for the car.

Bana yarın ödeme yapılır.

I get paid tomorrow.

Tom'a çok ödeme yapılmaz.

Tom doesn't get paid very much.

Tom'a henüz ödeme yapılmadı.

Tom hasn't been paid yet.

Mastercartla ödeme yapabilir miyim.?

Could I pay via Mastercard?

Tom ön ödeme yaptı.

Tom prepaid.

Sana kim ödeme yapıyor?

Who pays you?

Tom için ödeme yapmayacağım.

I won't pay for Tom.

Sana iyi ödeme yapıyoruz.

We pay you well.

Onlara iyi ödeme yapıyoruz.

We pay them well.

Ona iyi ödeme yapıyoruz.

We pay him well.

Sana bugün ödeme yapamam.

I can't pay you today.

Onlara bugün ödeme yapamam.

I can't pay them today.

Bugün ona ödeme yapamam.

- I can't pay him today.
- I can't pay for it today.

Sana hâlâ ödeme yapmadım.

I still haven't paid you.

Onlara hâlâ ödeme yapmadım.

I still haven't paid them.

Ona hâla ödeme yapmadım.

I still haven't paid him.

Ona hâlâ ödeme yapmadım.

I still haven't paid her.

Henüz Tom'a ödeme yapmadık.

We haven't paid Tom yet.

Onlar bana ödeme yapmadı.

They didn't pay me.

Hızlı ödeme takdir edilecektir.

Prompt payment will be appreciated.

Tom'a çok ödeme yapılır.

Tom gets paid a lot.

Henüz bana ödeme yapmadın.

You haven't paid me yet.

Bana nasıl ödeme yapacaksın?

How are you going to pay me?

Bana çok ödeme yapılır.

I get paid a lot.

Bana haftalık ödeme yapılır.

- I am paid by the week.
- I am paid weekly.

O sabırsızlıkla ödeme istedi.

He impatiently asked for repayment.

Ödeme alıncaya kadar gitmiyorum.

I'm not leaving until I get paid.

Bana ödeme yapılmasını reddettim.

I refused to be paid.

Bir geri ödeme istemelisin.

You should ask for a refund.

Ödeme konusunda ısrar ettim.

I insisted on paying.

Bana hiç ödeme yapmadın.

You never paid me.

Tom ödeme yapılmayı beklemiyordu.

Tom didn't expect to get paid.

Sen ödeme yapmayacak mısın?

Aren't you going to pay?

Tom Mary'ye ödeme yaptı.

Tom paid Mary.