Translation of "Yaşıyorlar" in Dutch

0.015 sec.

Examples of using "Yaşıyorlar" in a sentence and their dutch translations:

Onlar yaşıyorlar.

Ze zijn in leven.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

Mijn ouders wonen op het platteland.

Onlar banliyölerde yaşıyorlar.

Ze wonen in de buitenwijken.

Anne babam Kyoto'da yaşıyorlar.

Mijn ouders wonen in Kioto.

Onlar bu kasabada yaşıyorlar.

Ze wonen in deze stad.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

Zij wonen dicht bij de school.

Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.

- Ze leven in voortdurende angst.
- Ze leven continu in angst.

- Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.
- Onlar yolun diğer tarafında yaşıyorlar.

Ze wonen aan de andere kant van de weg.

Birçok ülke benzer sorunlar yaşıyorlar.

- Veel landen kampen met vergelijkbare problemen.
- Veel landen ervaren dezelfde problemen.

Onlar iyi bir ortamda yaşıyorlar.

Ze wonen in een mooie omgeving.

Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.

Ze wonen in een groot huis.

Para hakkında bir tartışma yaşıyorlar.

Ze hebben ruzie over geld.

Onlar başka bir ülkede yaşıyorlar.

Ze wonen in een ander land.

Onlar yakın bir yerde yaşıyorlar.

- Ze wonen vlakbij.
- Ze wonen in de buurt.

Tom ve Mary, Avustralya'da yaşıyorlar.

Tom en Maria wonen in Australië.

Orta ve Güney Amerika ormanlarında yaşıyorlar

Ze wonen in de jungles van Midden- en Zuid-Amerika,

O ve erkek arkadaşı birlikte yaşıyorlar.

Zij en haar vriend wonen samen.

Tom ve Mary bir bungalovda yaşıyorlar.

Tom en Mary wonen in een bungalow.

Tom ve Mary nehrin kenarındaki bir evde yaşıyorlar.

- Tom en Maria wonen in een huis aan de rivier.
- Tom en Maria wonen in een huis bij de rivier.

Ben bir kasabada yaşıyorum ama anne ve babam köyde yaşıyorlar.

Ik woon in een stad, maar mijn ouders wonen op het platteland.