Translation of "Kilo" in Dutch

0.014 sec.

Examples of using "Kilo" in a sentence and their dutch translations:

- Kilo aldım.
- Ben kilo aldım.

Ik ben verzwaard.

Kilo aldım.

- Ik ben wat aangekomen.
- Ik ben dikker geworden.
- Ik ben bijgekomen.

Kilo kaybettim.

Ik ben afgevallen.

Kilo aldın.

Je bent dikker geworden.

- Ben kilo vermek istiyorum.
- Kilo vermek istiyorum.

Ik wil afvallen.

Biraz kilo verdim.

- Ik heb een beetje gewicht verloren.
- Ik ben een beetje afgevallen.

Ben kilo kaybettim.

- Ik verlies gewicht.
- Ik ben aan het afvallen.

O kilo kaybetti.

Ze is afgevallen.

O kilo aldı.

- Hij is dikker geworden.
- Hij is aangekomen.

O kilo almaktadır.

Hij is aangekomen.

Tom kilo alıyor.

Tom is dikker geworden.

Üç kilo aldım.

Ik ben drie kilo aangekomen.

Mary kilo aldı.

Maria is aangekomen.

Kilo vermek gerek.

Het is noodzakelijk om af te vallen.

Ben kilo aldım.

Ik ben aangekomen.

Ben kilo alıyorum.

- Ik word dikker.
- Ik kom bij.
- Mijn gewicht neemt toe.

Hiç kilo vermedim.

Ik heb geen gewicht verloren.

- Yemeden kilo alınmaz.
- Kilo almak istemeyen az yemek zorundadır.

Elk pondje gaat door het mondje.

Tam 8 trilyon kilo,

Acht biljoen kilo.

Birkaç kilo vermek istiyorum.

Ik wil een paar kilo's kwijtraken.

Biraz kilo kaybetmek isterim.

Ik zou graag een beetje willen afvallen.

Tom biraz kilo kaybetmeli.

Tom moet een beetje afvallen.

Koşarak kilo vermeye çalışın.

Probeer gewicht te verliezen door te joggen.

Tom'un biraz kilo vermesi gerekiyor.

Tom moet een beetje afvallen.

Tom kilo alıyor gibi görünüyor.

Tom lijkt dikker te worden.

Tom oldukça çok kilo kaybetti.

Tom is flink afgevallen.

Noel'den beri çok kilo aldım.

- Ik ben sinds Kerstmis veel aangekomen.
- Ik ben sinds kerst veel aangekomen.

Tom kilo vermeye çalışmaktan vazgeçti.

Tom is opgehouden met te willen vermageren.

İki ayda yaklaşık 10 kilo kaybettim.

In twee maanden verloor ik ongeveer 10 kilo lichaamsgewicht.

Tom üç kilo elma satın aldı.

Tom heeft drie kilo appels gekocht.

Pilav kilo aldırır, fazla yeme ondan!

Rijst maakt dik. Eet er niet te veel van!

O benden on kilo fazla geliyor.

Hij weegt tien kilo meer dan ik.

Tom son zamanlarda çok kilo aldı.

Tom is de laatste tijd veel aangekomen.

Tom Mary'nin kaç kilo çektiğini bilmiyor.

Tom weet niet hoeveel Mary weegt.

O benden 10 kilo daha ağır.

Hij weegt tien kilo meer dan ik.

Kilo vermek acı çekmek anlamına gelmemeli.

Gewicht verliezen hoeft geen lijden te betekenen

Milyarlarca kilo ağırlığındaki tek kullanımlık plastik ambalajları

een probleem dat we doorschuiven naar volgende generaties --

Ben ayda sadece on beş kilo gelirdim.

Op de maan zou ik maar vijftien kilo wegen.

Kilo vermek istiyorsan yemek arası aparatifleri azaltmalısın.

Als je wilt afvallen, moet je tussen maaltijden minder tussendoortjes nemen.

Tom yaz tatilinden önce beş kilo vermek istedi.

Tom wou voor de zomervakantie nog vijf pond afnemen.

Tom kilo vermek için kolay bir yol arıyor.

Tom zoekt een makkelijke manier om af te vallen.

Bir kilo pirincin ne kadar olduğunu biliyor musun?

Weet je hoeveel een kilo rijst kost?

O bir diyet yapmaya çalıştı ve beş kilo kaybetti.

Ze probeerde op dieet te gaan om vijf kilogram te verliezen.

Biraz kilo verdin, değil mi? Gereğince yemek yiyor musun?

Je bent afgevallen, nietwaar? Eet je wel voldoende?

Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.

Ze kunnen elk in slechts een paar uur 20 kilo pompoenen wegwerken.

Bu yüzden kilo veriyor ve muazzam bir güç kaybına uğruyor.

Dus ze valt af en verliest enorm veel kracht.

İki yüz elli kilo, bir sumo güreşçisi için bile olağanüstü bir ağırlıktır.

Tweehonderdvijftig kilo is een uitzonderlijk gewicht, zelfs voor een sumoworstelaar.

Bana bir kilo daha kıyma ver. Fazla gelmez. İki de chacarerito. Bu köpeği beslemek, domuz beslemekten pahalı.

Geef me nog een kilo gehakt. Het is nooit te veel. Twee chacareritos. Deze hond is duurder dan een varken.