Translation of "Binlerce" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Binlerce" in a sentence and their dutch translations:

Binlerce yıldır,

Duizenden jaren lang

Sayıları yüz binlerce.

Honderdduizenden.

Binlerce kişi oradaydı.

Er waren duizenden mensen aanwezig.

Binlerce insan hayatını kaybetti,

Duizenden mensen stierven

Masraf binlerce doları bulacak.

De kosten zullen oplopen tot duizenden dollar.

Japonya'da binlerce insan öldü.

Er zijn in Japan duizenden mensen omgekomen.

Binlerce bina harabelerde yatıyordu.

Duizend gebouwen lagen in puin.

Binlerce yıldır burada olan topluluklar

Gemeenschappen die al duizenden jaren bestonden,

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

Dus wat deden duizenden lezers?

Benimle birlikte binlerce sanatçı da

en met mij honderdduizenden kunstenaars

Bugünün olayında binlerce katılımcı var.

Er zijn duizenden deelnemers in het evenement van vandaag.

Binlerce genç asker savaşa hazırlanıyor.

Duizenden jonge soldaten bereiden zich voor op de oorlog.

Binlerce mektup ve e-posta aldım.

Ik kreeg duizenden brieven en e-mails.

Beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

vuren honderden en duizenden neuronen in de hersenen

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

Duizenden mensen stierven tijdens de goudkoorts.

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor

over wetenschap, technologie, de natuurlijke wereld en geschiedenis.

Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.

- Er zijn duizenden satellieten in een baan rond de aarde.
- Er draaien duizenden satellieten rond de aarde.

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

Er zijn veel projecten voor de mensheid.

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

Ik heb het Washingtonmonument duizenden keren in het echt gezien

Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.

Het was duizenden keren wakkerder en intelligenter dan ik.

On beş Ağustos'ta, binlerce insan uçurtmalar uçururlar.

Op 15 augustus, vliegeren duizenden mensen.

Ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

een werkgebied waar duizenden dromen zijn gesneuveld.

Kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.

duizenden komen samen om te dineren en te vieren.

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

Elk jaar reizen ze duizenden kilometers om hier te komen.

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

Zijn leiderschap hielp vele duizenden soldaten om levend terug te komen.

Fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

...maar het gif, dat duizenden jaren lang is ontwikkeld, is de cruciale dreiging.

Yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

aan het ontwikkelen van videogames voor honderden miljoenen gebruikers

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

Er kunnen duizenden andere verhalen zijn waar alleen diëten mislukte,

İncir ağaçları günde 24 saat binlerce türün karnını doyurur.

Vijgenbomen voeden dagelijks duizenden diersoorten.

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Met duizenden verschillende soorten die eten en ruimte zoeken...

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

Een duimhoog bijna onzichtbaar monster dat kwaad is geboren en duizenden doodt.

Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede on binlerce birimini

Eén bedrijf, Azuri, verdeelde tienduizenden eenheden

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

Geholpen door de vloedgolf van de nieuwe maan... ...stijgen duizenden van haar soort richting het oppervlaktewater.

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

Duizenden bijen trillen met hun vleugels... ...om warmte af te geven en de bijenkorf te verwarmen.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Zijn ogen bestaan uit duizenden kleine lensjes... ...en vangen elk beschikbaar lichtstraaltje op.