Translation of "Japonya'da" in Dutch

0.018 sec.

Examples of using "Japonya'da" in a sentence and their dutch translations:

- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.

Ik woon in Japan.

Japonya'da yaşamak pahalı.

In Japan wonen is duur.

Japonya'da yaşamak pahalıdır.

In Japan wonen is duur.

Üç yıldır Japonya'da.

Hij is al drie jaar in Japan.

Japonya'da binlercesi öldü.

Duizenden stierven in Japan.

Ben Japonya'da yaşıyorum.

Ik woon in Japan.

- Japonya'da 43 makam vardır.
- Japonya'da 43 vilayet vardır.

Er zijn 43 prefecturen in Japan.

- Böyle bir şey Japonya'da olamaz.
- Böylesi Japonya'da olamaz.

Zoiets kan in Japan niet gebeuren.

- Hokkaido, kuzey Japonya'da bulunur.
- Hokkaido, kuzey Japonya'da yer alır.

Hokkaido ligt in het noorden van Japan.

Japonya'da ne iş yaparsınız?

- Wat doe je in Japan?
- Wat doet u in Japan?
- Wat doen jullie in Japan?

Birkaç kızılderili Japonya'da yaşıyor.

Er wonen niet veel Indiërs in Japan.

O üç yıldır Japonya'da.

- Hij is al drie jaar in Japan.
- Hij is drie jaar in Japan geweest.

Japonya'da durum böyle değil.

Dat is niet het geval in Japan.

Golf, Japonya'da çok popülerdir.

Golf is erg populair in Japan.

Bu otomobiller Japonya'da yapılmıştır.

Deze auto's zijn gemaakt in Japan.

Bu kameralar Japonya'da üretilir.

Deze camera's zijn gemaakt in Japan.

Bu araba Japonya'da üretildi.

Deze auto werd gemaakt in Japan.

Bu araba Japonya'da yapılır.

Deze auto is gemaakt in Japan.

Bu saat Japonya'da yapılmıştır.

Dit horloge is gemaakt in Japan.

Japonya'da binlerce insan öldü.

Er zijn in Japan duizenden mensen omgekomen.

Japonya'da favori kalen nedir?

- Wat is jouw favoriete kasteel in Japan?
- Wat is jullie favoriete kasteel in Japan?
- Wat is uw favoriete kasteel in Japan?

Japonya'da birçok eski gelenek vardır.

Er zijn vele oude gebruiken in Japan.

Japonya'da, bütün çocuklar okula gider.

Alle kinderen gaan naar school in Japan.

Ben Japonum ama Japonya'da yaşamıyorum.

Ik ben Japanner, maar woon niet in Japan.

Tokyo Japonya'da en büyük şehirdir.

Tokio is de grootste stad in Japan.

Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.

Voetbal is nu populairder in Japan dan voorheen.

Bu kitap, Japonya'da iyi sattı.

Dit boek verkocht goed in Japan.

Bu şarkı Japonya'da çok popüler.

Dit lied is erg geliefd in Japan.

Japonya'da iklim İngiltere'dekinden daha ılımandır.

Het klimaat in Japan is zachter dan in Engeland.

- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
- Japonya'da çok sayıda güzel yerler vardır.

Er zijn vele mooie plaatsen in Japan.

O kamerayı Japonya'da iken satın aldı.

Ze kocht die camera toen ze in Japan was.

Japonya'da bir Noel tatilin var mı?

- Heb je een kerstvakantie in Japan?
- Hebt u een kerstvakantie in Japan?
- Hebben jullie een kerstvakantie in Japan?

Japonya'da yeni dönem nisan ayında başlar.

Het nieuwe semester begint in april in Japan.

Ben üç yıl önce Japonya'da yaşadım.

Ik woonde drie jaar geleden in Japan.

Japonya'da şimdi saat sabahın 3.00'ü.

- In Japan is het nu drie uur in de morgen.
- Het is nu drie uur 's nachts in Japan.

Japonya'da golfün çok popüler olduğu söylenir.

Men zegt dat golf heel populair is in Japan.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

Deze vogel leeft in Japan noch in China.

Yokohama, Japonya'da ikinci en büyük nüfuslu kentidir.

Jokohama is de stad in Japan met de op één na grootste bevolking.

Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyorlar.

Men zegt dat golf erg populair is in Japan.

Artık Japonya'da bir tek güvenli yer yok.

Er bestaat niet één veilige plek meer in Japan.

Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyor.

Men zegt dat golf heel populair is in Japan.

Japonya'da hiçbir dağ Fuji dağı kadar yüksek değildir.

Geen berg in Japan is zo hoog als Mt. Fuji.

Japonya'da Kyoto ve Nara gibi güzel şehirler vardır.

Er zijn mooie steden in Japan, Kioto en Nara bijvoorbeeld.

Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.

In de zeven jaar die hij in Japan doorgebracht heeft, heeft hij ernstig Japans gestudeerd.

Japonya'da yeni bir okul yılı nisan ayında başlar.

In Japan begint het nieuwe schooljaar in april.

O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.

- Ze is beroemd, zowel in Japan als in Amerika.
- Ze is bekend, zowel in Japan als in Amerika.

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

In Japan is het de basis voor de legende over de gigantische duizendpoot Ōmukade.

Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.

In Japan worstelt een andere diersoort om te overleven.

- Japonya sık depremlere sahiptir.
- Japonya'da sık sık deprem olur.

- Japan heeft regelmatig aardbevingen.
- Japan heeft dikwijls aardbevingen.

Japonya'da işsizlik oranı Eylül 2015'te yüzde 3.4 idi.

Het werkloosheidspercentage in Japan bedroeg 3,4 procent in september 2015.

Japonya'da penguenleri evcil hayvanlar olarak tutan insanlar olduğunu duyuyorum.

Ik heb gehoord dat er mensen in Japan zijn die pinguïns als huisdier hebben.

Japonya'da kendi biranı doldurmazsın; bunu başka biri senin için yapar.

In Japan schenk je je eigen bier niet in; iemand anders doet het voor je.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya'da ılıman bir iklim vardır.

Japan heeft een mild klimaat.

Erkek arkadaşım Japonya'da yaşıyor. Ben Almanya'da yaşıyorum.Bizim ilişkimizin bir geleceği var mı?

Mijn vriend woont in Japan. Ik woon in Duitsland. Heeft onze relatie een toekomst?

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile

Verantwoordelijk voor verschillende doden in Japan, en minstens een in Indonesië... ...als je niet sterft door de injectie van deze bloem...

İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

Het is een beschamend feit dat, terwijl er landen zijn waar mensen honger lijden, er in Japan veel huishoudens en restaurants zijn waar veel eten weggegooid wordt.