Translation of "Sami'nin" in Dutch

0.011 sec.

Examples of using "Sami'nin" in a sentence and their dutch translations:

Sami'nin tırnakları yoktu.

Sami had geen spijkers.

Sami'nin annesi Müslüman'dı.

Sami's moeder was een moslim.

Sami'nin astımı vardı.

Sami had astma.

Sami'nin arkadaşları eşcinseldir.

Sami's vrienden zijn gay.

Sami'nin karnı ağrıyordu.

Sami had buikpijn.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

Sami's dochter stopte met het dragen van de hijaab.

Leyla, Sami'nin biseksüelliğini öğrendi.

Layla kwam te weten over Sami's biseksualiteit.

Leyla, Sami'nin devesine bindi.

Layla reed op Sami's kameel.

Sami'nin anne-babası Müslüman'dı.

Sami's ouders waren moslims.

Sami'nin Müslüman adı Abdullah'tır.

Sami's islamitische naam is Abdullah.

Sami'nin hücre arkadaşı Müslüman'dı.

Sami's celgenoot was moslim.

Sami'nin dizüstü bilgisayarı kayboldu.

Sami's laptop verdween.

Sami'nin bir karısı var.

Sami heeft inderdaad een vrouw.

Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.

Sami's dochter droeg de hijaab.

Sami'nin bir çekici vardı.

Sami had een hamer.

Sami'nin anne-babası Müslüman.

Sami's ouders zijn moslim.

Leyla'nın, Sami'nin yardımına ihtiyacı vardı.

Layla had Sami’s hulp nodig.

Leyla, Sami'nin eşcinsel olduğunu düşündü.

Layla dacht dat Sami gay was.

Sami'nin dediğine göre Farid homoymuş.

Sami zei dat Farid gay was.

Sami'nin anne-babası Müslümanlardan korkuyordu.

Sami's ouders waren bang voor moslims.

Sami'nin hiç Müslüman tanıdığı yoktu.

Sami kende niet veel moslims.

Sami'nin DNA'sı bardağın üzerinde bulundu.

- Sami's DNA werd op het glas gevonden.
- Sami zijn DNA werd op het glas gevonden.

Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.

Sami had veel moslimvrienden.

Sami'nin Müslüman bir arkadaşı var.

Sami heeft een moslimvriend.

Ramazan ayı Sami'nin ilgisini çekmişti.

Sami was geïntrigeerd door de maand ramadan.

Sami'nin İslam konusunda fazla bilgisi yoktu.

Sami wist niet veel over de islam.

Sami'nin ikinci bir İnstagram hesabı vardı.

Sami had een tweede Instagram-account.

Sami'nin kız arkadaşı bir güzellik yarışmasına girdi.

Sami's vriendin nam deel aan een schoonheidswedstrijd.

Sami'nin geçmişi onu sonsuza dek lanetli bıraktı.

Sami's verleden bleef hem voorgoed achtervolgen.

Sami'nin ilaçları onu yürüyen zombi gibi hissettirdi.

Sami's medicijnen zorgden ervoor dat hij zich als een wandelende zombie voelde.

- Sami'ye gözlük lazımdı.
- Sami'nin gözlüğe ihtiyacı vardı.

Sami had een bril nodig.

Sami'nin gittiği okulda çok sayıda Müslüman çocuk vardı.

Er waren veel islamitische kinderen op de school waar Sami naartoe ging.