Translation of "Araya" in Dutch

Değerinde bir araya geldi .

frank.

Gözleri bir araya geldi.

- Hun blikken kruisten elkaar.
- Hun blikken hebben elkaar gekruist.

Bir araya ihtiyacımız vardı.

We hadden een pauze nodig.

Bir araya gelmiş partiküller topluluğu,

georganiseerd in dit patroon,

O, kitaplarını bir araya topladı.

Hij nam zijn boeken bij elkaar.

Geceleri, su onları bir araya getirir.

's Nachts brengt het water ze samen.

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

Aan de ene kant heeft het de wereld verenigd.

Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi

Hij bracht een groep wetenschappers samen

- Biz bir araya geldik.
- Biz birlikte geldik.

Wij kwamen samen.

İkisi bir daha asla bir araya gelmediler.

- Ze zouden elkaar nooit meer ontmoeten.
- Ze zouden elkaar nooit meer kunnen treffen.

Bir konferans için 2002 baharında bir araya geldi.

voor een conferentie met de bescheiden naam ISS World.

Tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.

om alle belanghebbenden bij elkaar te krijgen om samen te werken.

Bu materyaller bir araya geliyor ve bütünü oluşturuyor.

En deze materialen worden samengevoegd om iets op te bouwen.

Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.

Tientallen soorten, honderden kikkers, verzamelen zich om te paren.

Her gün, insanlar TEDx etkinlikleriyle dünyanın her tarafında bir araya geliyor,

verzamelen zich dagelijks mensen op TEDx-evenementen over de hele wereld,

- O, iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyordu.
- O, kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu.

Ze probeerde de eindjes aan elkaar te knopen.