Translation of "Arasında" in Dutch

0.052 sec.

Examples of using "Arasında" in a sentence and their dutch translations:

Kulaklarınızın arasında yatıyor.

zit namelijk tussen de oren.

Tom tavan arasında.

Tom is op zolder.

- İkiniz arasında ne oldu?
- İkinizin arasında ne oldu?

Wat is er tussen jullie twee gebeurd?

...usulca ağaçların arasında uçarlar.

...om aan de nachtelijke gevaren te ontsnappen.

Biz ağaçların arasında yürüdük.

- We liepen tussen de bomen.
- We wandelden tussen de bomen.

Beni arkadaşlarınızın arasında sayabilirsiniz.

Beschouw mij maar als een vriend.

Keki ikiniz arasında paylaştır.

Verdeel de cake onder u beiden.

Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında

In dit vrijwel monddood gemaakte volk

Tehdit altında olan çeşitler arasında

Onder de bedreigde rassen vind je de Blood Cling,

Bir sincap dalların arasında saklandı.

Een eekhoorntje verstopte zich tussen de takken.

Sekiz ile on arasında oldu.

Het gebeurde tussen acht en tien uur.

İkisi arasında aşk filizlenmeye başladı.

Tussen beiden begon de liefde te groeien.

Şarkıları gençler arasında iyi biliniyor.

Haar lied is goed bekend onder de jeugd.

Ağaçların arasında bir adam görüyorum.

Ik zie een mens tussen de bomen.

Saat birle üç arasında neredeydin?

Waar waren jullie tussen één en drie uur?

Üçü arasında en uzunu benim.

Ik ben de grootste van ons drie.

Arasında seçim yapmak durumunda kaldıklarında,

...geld verdienen en thuisblijven tijdens ziekte...

Tom ve John arasında oturdum.

Ik zat tussen Tom en John.

Müzik genç insanlar arasında popülerdir.

Deze muziek is populair bij jonge mensen.

Stres çarkları öğrenciler arasında popülerdir.

- Fidget spinners zijn populair onder leerlingen.
- Handspinners zijn populair onder leerlingen.
- Fidget spinners zijn populair bij leerlingen.

Haritadaki iki nokta arasında çizilen bir çizginin, bu noktalar arasında gezinmek için

Ze was zo ontworpen dat, wanneer je een lijn tekent tussen twee punten op de kaart, je een exacte route

Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama daha genç kızlar arasında popüler.

Zeg, Yamada is niet zo populair bij de meisjes van zijn eigen leerjaar, maar hij is best populair onder de lagere klassen, toch?

Ve bu benim ve balinaların arasında

En dit is dus tussen mij en de walvissen,

Arasında bir şeylerin kızışıp kızışmadığını soruyor.

en zijn dochter als patent-hervormende advocate.

2013 ile 2015 arasında Macarca öğrendim.

Van 2013 tot 2015 leerde ik Hongaars.

Çiçekler arasında bir sürü ot büyüyordu.

Tussen de bloemen groeide er veel onkruid.

Onlar arasında bir dakika farkı vardı.

Er was een verschil van één minuut tussen hen.

O onu kalabalığın arasında koşarken gördü.

Ze ving een glimp van hem op terwijl hij door de menigte liep.

İkisi arasında seçim yapmak zorunda kaldım.

Ik moest kiezen tussen die twee.

Onlar arasında belirgin bir fark var.

Er is een duidelijk verschil tussen deze twee.

Hatlar arasında daha fazla boşluk bırakın.

Laat meer afstand tussen de regels.

Diğer şeyler arasında hava durumunu konuştuk.

We spraken onder meer over het weer.

Ben ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.

Ik moet kiezen tussen die twee.

Ren, Fransa ve Almanya arasında akar.

De Rijn stroomt tussen Frankrijk en Duitsland.

Bu ve o arasında seçimin var.

Ge kunt kiezen tussen deze en deze.

Çay ve kahve arasında seçim yapabilirim.

Ik kan kiezen tussen thee en koffie.

Tom tavan arasında bir gramofon buldu.

Tom heeft een grammofoon op zolder gevonden.

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

Vooral in lang gras. Ze zijn er bijna.

Üstelik ağaçlar arasında 150 metreye kadar süzülebiliyor.

En hij kan 150 meter door het gebladerte springen.

Bu troller ise boyutlar arasında geçişler yapıyorlardı

Maar die trollen leefden in een andere digitale wereld

Bir banka ve okul arasında dükkanı bulacaksın.

Je vindt de winkel tussen een bank en een school.

Biz onu en yakın arkadaşlarımız arasında sayıyoruz.

We rekenen hem tot onze beste vrienden.

Ren nehri Fransa ve Almanya arasında akar.

De Rijn stroomt tussen Frankrijk en Duitsland.

Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.

Ik moet kiezen tussen die twee.

Tom ile Mary arasında bir şey yok.

Er is niets tussen Tom en Mary.

Seninle Tom arasında bir şey oldu mu?

Is er iets gebeurd tussen jou en Tom?

Biz parayı üçümüz arasında eşit olarak paylaştık.

We verdeelden het geld eerlijk tussen ons drieën.

Saat 7 ile 9 arasında kahvaltı edebilirsiniz.

U kan ontbijten tussen zeven en negen uur.

O, ona yemekler arasında yememesini tavsiye etti.

Ze waarschuwde hem niet tussen maaltijden te eten.

Ama burada, yaşayanların arasında, bir sahtekar gibi hissettim,

Maar hier, te midden van de levenden, voelde ik me een oplichter,

Pazar ve devlet arasında kendimizi ezilmiş hissettiğimiz zaman

Waar we geprangd zitten tussen markt en staat,

Günümüz ile 2030 arasında öncelikler olduğunda karar kıldı.

dat dit prioriteiten zijn tussen nu en 2030.

Ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,

en bemiddelend tussen de blauwe oceaan en de zwarte eeuwigheid,

O, bir milyon doları beş oğlu arasında dağıttı.

Hij verdeelde een miljoen dollar onder zijn vijf zonen.

Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.

Er heerst spanning tussen India en Pakistan over Kashmir.

Dükkanı bir banka ve bir okul arasında bulacaksınız.

Je vindt de winkel tussen een bank en een school.

Bulunan şeyler arasında şemsiyeler, ayakkabılar ve mendiller vardı.

Tussen de gevonden spullen bevonden zich paraplu's, schoenen en zakdoeken.

Kahvaltı saat 7 ile 9 arasında servis edilmektedir.

U kan ontbijten tussen zeven en negen uur.

- Onu kalabalığın içinde kaybettim.
- Onu kalabalığın arasında kaybettim.

Ik ben hem in de menigte kwijtgeraakt.

- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.

Er zijn enkele verschillen tussen Brits en Amerikaans Engels.

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Met duizenden verschillende soorten die eten en ruimte zoeken...

Shakespeare'in eserleri sıklıkla ingiliz dilinin en büyükleri arasında düşünülür.

De werken van Shakespeare worden vaak gerekend tot de grootste in de Engelse taal.

Britanya İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.

Er zijn enkele verschillen tussen Brits en Amerikaans Engels.

Basra Körfezi, İran ve Arap Yarımadası arasında yer alır.

De Perzische Golf ligt tussen Iran (Perzië) en het Arabische Schiereiland.

Andorra, İspanya ve Fransa arasında bulunan küçük bir prensliktir.

Andorra is een kleine vorstendom gelegen tussen Spanje en Frankrijk.

Ödül on tane sendika üyesi arasında eşit olarak bölündü.

De prijs werd gelijk verdeeld onder de tien leden van de vakbond.

Bir kirpi ve oklu kirpi arasında ne fark vardır?

Wat is het verschil tussen een egel en een stekelvarken?

Ben insanlar arasında yaşadım ve onlardan nefret etmeyi öğrendim.

Ik leefde onder de mensen en leerde ze te haten.

İsviçre Fransa, İtalya, Avusturya ve Almanya arasında yer almaktadır.

Zwitserland ligt tussen Frankrijk, Italië, Oostenrijk en Duitsland.

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

Tussen de opeengepakte bomen is weinig wind.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

Tom werd populair onder de tieners zodra hij zijn debuut maakte op het witte doek.

Bir teori ve bir düşünce arasında büyük bir farklılık vardır.

Er is een groot verschil tussen een theorie en een idee.

Dedemin II.Dünya savaşından kalan eski ilk yardım çantası tavan arasında.

Op zolder ligt de oude EHBO-doos van mijn opa uit de Tweede Wereldoorlog.

Ben A ve B arasında bir seçim yapmak zorunda kaldım.

Ik moest kiezen tussen A en B.

Sami Müslüman olanlarla olmayanlar arasında diyalog ve hoşgörü olmasından yanaydı.

Sami moedigde tolerantie en dialoog tussen moslims en niet-moslims aan.

Ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.

en soms voelt dat als een muur tussen jou en de realiteit.

Bu ise yeryüzü sistemindeki canlılık ve cansızlık arasında farkı temsil eder

bepaalt het verschil tussen leven en dood in het Aardesysteem

Fikirlerin gerçekten yerde bir evi yok, onlar insanlar arasında havada yüzer.

Ideeën hebben niet echt een thuis op de grond, ze zweven tussen mensen.

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.

In theorie is er geen verschil tussen theorie en praktijk. Maar in de praktijk wel.

- Yakında geri döneceğim.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
- Hemen geri döneceğim.

- Ik ben zo terug.
- In twee tellen ben ik terug.

Bir dili iyi konuşmakla akıcı konuşmak arasında büyük bir fark vardır.

Er is een groot verschil tussen een taal goed kunnen spreken, en een taal vloeiend kunnen spreken.

Ödülleri arasında Konsolosluk Muhafızları'nda Albay Başkonsolos olarak onursal bir rütbe ve ayrıca

Zijn beloningen omvatten een ere-rang als kolonel-generaal in de consulaire garde, plus het bevel over de troepen

"Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen?" "Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir"

"Mama, mag ik een koekje eten?" "Nee, dat mag je niet. Je hoort niet tussen de maaltijden te eten."

Bu ağların arasında yaşayan örümceklerin de beslenmesi gerekir. Kim bilir burada ne bulacağız?

De spinnen die in deze webben leven... ...moeten ook eten. Wie weet wat we hier vinden.

Bu tarihi olaylar ile Ragnar'ın ölümünün destan hikayesi arasında herhangi bir bağlantı var mı?

Is er een verband tussen deze historische gebeurtenissen en het saga-verhaal van Ragnars dood?

- Ağrınızın şiddetinin, 10 en şiddetli olmak üzere, 0 ile 10 arasında hangi düzeyde olduğunu düşünüyorsunuz?
- 10 en şiddetli düzey olmak üzere, ağrınızın şiddetinin 0 ila 10 arasında hangi düzeyde olduğunu düşünüyorsunuz?

- Op een schaal van 0 tot 10, waarbij 10 het ergst is, kunt u uw pijn inschatten?
- Op een schaal van 0 tot 10, waarbij 10 het ergst is, kan je je pijn inschatten?

Erkekler ve kadınlar arasında arkadaşlık olamaz. Tutku, düşmanlık, aşk, aşırı sevgi olabilir ama dostluk asla.

Tussen man en vrouw is geen vriendschap mogelijk. Er is passie, haat, aanbidding, liefde maar geen vriendschap.

Eğer bu evliliği iş için istiyorsan benimle zaman geçirmek ve sürekli çalışmak arasında seçim yapman gerekiyor.

Als je wilt dat dit huwelijk werkt, zul je moeten kiezen tussen tijd met me doorbrengen en de hele tijd werken.