Translation of "çıkmaz" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "çıkmaz" in a sentence and their dutch translations:

Karşıma fırsatlar çıkmaz

zullen kansen mij ontgaan

Bu yol çıkmaz.

Dit loopt gewoon dood.

Bu bir çıkmaz sokak.

Dat is een straatje zonder eind.

Bu çıkmaz bir sokak.

Dit is een doodlopende straat.

Biz çıkmaz bir sokaktayız.

- We zitten in een straatje zonder eind.
- We zitten in een doodlopende straat.

Çıkmaz ayın son çarşambası.

Op sint-juttemis.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

- Waar rook is, is vuur.
- Er is geen rook zonder vuur.

Tom çok şehir dışına çıkmaz.

Tom komt niet vaak de stad uit.

Sami yanına Kuran almadan asla yolculuğa çıkmaz.

Sami reist nooit zonder een exemplaar van de Koran.

Ellerinizi sadece su ile yıkarsanız… hiçbir şey çıkmaz.

Als je gewoon je handen met water afspoelt... alles blijft op je handen zitten.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Armut dalının dibine düşer.

De appel valt niet ver van de boom.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

Tom werd populair onder de tieners zodra hij zijn debuut maakte op het witte doek.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Ateş olan yerden duman çıkar.

- Waar rook is, is vuur.
- Er is geen rook zonder vuur.

- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Dumanın olduğu yerde ateş vardır.

- Waar rook is, is vuur.
- Er is geen rook zonder vuur.

Ne kadar su olduğunu bilmenin imkânı yok, derin bir çıkmaz da olabilir.

Ik weet niet hoeveel water er is. Het kan 'n diep doodlopend spoor zijn.