Translation of "Sizinle" in Chinese

0.004 sec.

Examples of using "Sizinle" in a sentence and their chinese translations:

Sonsuza kadar sizinle olacağım.

我會永遠跟你在一起。

Sizinle tekrar konuşmak istiyorum.

我希望能再一次和你交谈。

Sizinle tamamen aynı fikirdeyim.

- 我再同意你不過了。
- 我非常同意你。

Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?

我可以跟你一起跑嗎?

Herkes sizinle aynı fikirde.

大家都同意你。

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

我會和你一起去。

Sizinle tanışmak bir ayrıcalık.

幸会。

Sizinle tanışmaktan onur duydum.

我很榮幸能見到你。

Sizinle tanışmak bir zevkti.

很高興見到你。

Beni izlerken sizinle çalışamam.

你盯著我看使我無法讀書。

Sizinle hemen konuşmak zorundayım.

我必须马上和你说话。

Sizinle tamamen aynı fikirde değilim.

我不太同意你的看法。

Sizinle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum.

我想和你共進早餐。

Bu masayı sizinle paylaşabilir miyim?

我可以跟你共用這張桌子嗎?

Sizinle bir dakika konuşabilir miyim?

我可以和你講一下話嗎?

Sizinle hiç aynı fikirde değilim.

我完全不赞成你的意见。

Sizinle dost olmaya çalışmayı durduracağım.

我不跟你要好了。

Daha önce sizinle tanışmadım mı?

我以前沒見過你嗎?

Bunun sizinle bir ilgisi yok.

- 這與你無關。
- 跟你没半毛钱关系。

Onun sizinle bir ilgisi yok.

- 跟你没半毛钱关系。
- 这不是你的事。

Sizinle daha önce karşılaştığımı hatırlıyorum.

我記得以前見到你。

- Sana katılmıyorum.
- Sizinle aynı fikirde değilim.
- Size katılmıyorum.
- Sizinle aynı görüşte değilim.

我不同意你的看法。

Ben kısa sürede sizinle irtibata geçeceğim.

我會很快跟你聯絡。

Şu anda meşgul ve sizinle konuşamaz.

- 她现在忙,不能跟你说话。
- 她現在忙,沒有辦法跟您說話。
- 她現在忙,沒有辦法跟你們說話。

O, şimdi meşgul ve sizinle konuşamaz.

- 她现在忙,不能跟你说话。
- 她現在忙,沒有辦法跟您說話。
- 她現在忙,沒有辦法跟你們說話。

- Seninle gitmek istiyorum.
- Sizinle gitmek istiyorum.

我想和你一起走。

Kimsenin sizinle çalışmak istememesinin nedeni bu.

所以别人都不愿意和你合作。

Joe dün akşam sizinle birlikte miydi?

昨天晚上喬跟你在一起嗎?

- Sizinle bir ilgisi yok.
- Seninle alakası yok.

- 跟你沒有關係。
- 不關你的事。

Üzgünüm, o konuda sizinle aynı düşüncede değilim.

很抱歉那个问题我不赞成你。

- Seni ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.

- 那不關你的事。
- 这不关你的事。

Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.

他们想和你互相谈谈共同的兴趣领域。

Personelimiz üç iş günü içinde sizinle irtibat kuracaktır.

我们的工作人员会在三个工作日内联系您。

Biz varır varmaz sizinle telefon vasıtasıyla kontak kuracağız.

我们到了就打这个电话跟您联系。

- Ben sizinle birlikte gitmek istiyorum.
- Seninle beraber gitmek istiyorum.
- Ben seninle gitmek istiyorum.

- 我想和你一起去。
- 我想要和你一起去
- 我想和你一起走。

Dinsel görüşlerini sizinle paylaşmak isteyen insanlar, sizin dinsel görüşünüzü onlarla paylaşmanızı neredeyse hiç istemezler.

想要跟你分享他们宗教信仰的人几乎从不愿你跟他们分享你的。

- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

容許我向您介紹Mayuko。

- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.

- 這不關你的事。
- 跟你没半毛钱关系。