Translation of "Zengin" in Arabic

0.025 sec.

Examples of using "Zengin" in a sentence and their arabic translations:

Amcam zengin.

عمي غني.

Zengin miydik? Hayır.

هل نحن أغنياء؟ لا.

Ailem zengin olsaydı

إذا كانت عائلتي غنية

O zengin doğdu.

ولد غنيّاً.

O zengin oldu.

هي صارت غنية .

Zengin görünmek istiyorum.

أريد أن أبدو غنياً

- Zengin olmak ister misin?
- Zengin olmak ister misiniz?

هل تريد أن تصبح غنياً؟

- Zengin olduğunu biliyorum.
- Ben sizin zengin olduğunuzu biliyorum.

أنا أعلم أنك غني

çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.

لأن الرأسماليين الأثرياء مثلي لم يكونوا بمِثل هذا الثراء قَط.

zengin bir katılım kültürüyle.

مفعمة بالثقافة المشتركة الغنية.

Ikisi de çok zengin

كلاهما غني جدا

O, zengin olmak istiyordu.

هو اراد ان يكون غنيا.

Ben zengin insanlardan hoşlanmıyorum.

لا أحب الأغنياء.

Zengin bir adamla evlenecek.

ستتزوّج برجل ثريّ.

Benim zengin bir çocuk olup

أعني، إنه لم يكن حادثاً

Orada çalıştı çok zengin oldu

عملت هناك كانت غنية جدا

O zengin olmuş gibi görünüyor.

يبدو عليه أنه كان غنياً في يوم من الأيام.

Onun çok zengin olduğu söylenir.

يقال أنه كان غنيا جدا.

Norveç dünyadaki en zengin ülkedir.

النرويج هي أغنى دولةٍ في العالم.

Zengin olsaydım sana para verirdim.

- أنا لو كنت غنياً, كنت أود أن أعطيكَ مال.
- أنا لو كنت غنياً, كنت أود أن أعطيكِ مال.
- أنا لو كنت غنية, كنت أود أن أعطيك المال.

O, zengin bir adamla evlendi.

تزوجَتْ من رجل غني.

Zengin olsaydım onu satın alırdım.

لو كنت غنياً, كنت أود أن أشتريه.

Ne zengin ne de ünlüyüm.

لست لا غنيًّا ولا مشهورًا.

Sami, zengin bir Yahudi ailesindendir.

سامي من أسرة يهوديّة ثريّة.

Benim zengin bir amcam var.

لدي عم غني.

Sami'nin zengin bir babası var.

لسامي أب غني.

- Zengin olsam bile para vermem ona.
- Zengin olsam bile ona para vermem.

إذا كنت غنياً لما أعطيته فلساً.

Zengin, beyaz bir erkek olarak rahattım.

كنت مرتاحة كوني ذكرًا أبيضًا غنيًا.

Dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın

‫تثير كثير من المغذيات في الأعماق‬

Ve her zaman zengin insanlar olacak.

وسيكون هناك أناس أثرياء جداً.

Hiçbirimizin dedesi de zengin değildi ama

لم يكن أي من أجدادنا أغنياء ،

Hani derler ya Karun kadar zengin

ها هم أغنياء مثل كارون

Nasıl zengin oldu? Nasıl başkan oldu?

كيف أصبح ثريا؟ كيف أصبح رئيسا؟

Onun bir gün zengin olacağına inanıyorum.

أعتقد أنه سيصبح غنياً يوماً ما.

Fakir bulabildiğinde, zengin canı istediğinde yer.

الرجل الفقير يأكل عندما يستطيع ولكن الرجل الغنى يأكل عندما يريد

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.

تزوجت رجلاً عجوزاً وثرياً.

Tom'un zengin bir adam olduğu belliydi.

كان واضحا أن توم رجل غني.

Avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

بينما يعمل على ثراء حفنة من الأشخاص بشكل خرافي؟

250 yıl önce dünyanın en zengin ülkelerinde

قبل "250 سنة "، في أغنى بلدان العالم،

Aç bir teke için zengin bir seçki.

‫فتات مغذ لقريدس جائع.‬

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

لدينا عائلة زرناها في غاية الرفاهية، آل هارودز.

Yoksa zengin ailelerin çocuklarına olan ilgisizliğimi dersin

أو قل لامبالي لأبناء العائلات الثرية

Fadıl, Leyla'ya zengin bir yaşam vaadinde bulundu.

وعد فاضل ليلى بحياة رفاهيّة.

İş birliğinin amacı, yalnızca hissedarları zengin etmek değildir.

أن الغرض من إنشاء الشركات ليس مُجرد إثراء المُساهمين.

çünkü ABD'nin en zengin kasabalarının birindeki çöplüklerde büyüdüm.

لأني نشأت فتىً أبيضاً فقيراً في إحدى أثرى مدن الولايات المتحدة.

Üstelik onu evlatlık edinen aile zengin de değildi

علاوة على ذلك ، فإن الأسرة التي تبنتها لم تكن غنية

Karlı ticaret yollarını ve zengin üretimlerini korumaya çalıştılar.

راغبين في حماية طرق التجارة المربحة والبؤر الاستيطانية الساحلية الغنية.

ünlü ve zengin olduğun için hiçbir şey demeyecekler

لن يقولوا شيئًا لأنك مشهور وغني

Zengin olsam, ben güzel bir ev satın alırım.

لو كنتُ غنياً, أود أن أشتري منزلاً جميلاً.

Bunlar dünyanın en zengin, en güçlü insanları olmalarına rağmen

هؤلاء هم أغنى وأقوى الرجال في العالم،

Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.

‫ما يساعد في جعل هذه الصحراء‬ ‫الأكثر تنوعًا حيويًا على هذه الأرض.‬

Şimdi bir düşünün işte ne kadar çok zengin olduğunu

الآن فكر كم أنت ثري

Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.

آه! لو كنت غنياً لاشتريت لنفسي بيتاً في إسبانيا.

Tom o kadar zengin ki onun hizmetçilerinin bile hizmetçisi var.

توم غنيّ جدا إلى درجة أن لخدمه خدم.

Louis-Gabriel Suchet, zengin bir ipek tüccarının oğlu olarak Lyon'da doğdu.

لويس غابرييل سوشيت في ليون ، وهو ابن تاجر حرير ثري.

, en zengin Arap ülkeleri arasında yer alıyor. 2020 yılında devletin vatandaşlarına

منذ سنواتٍ ليست بالقليلة تعد الامارات من بين اغنى الدول العربية فدخل الفرد

Şirketler yalnızca kârı en maksimize etmek ve hissedarları zengin etmek için var.

الهدف من الأعمال التجارية هو تحقيق أعلى قدر من الأرباح للمساهمين.

Hannibal, muhtemelen Roma'nın en zengin bölgesi olan Ager Falernu Vadisi'ni talan etmişti.

قام حنبعل بنهب وادي آجر فاليرنوس، أغنى منطقة في روما.

zengin bir ailenin içinde doğan, İngiltere'nin en prestijli üniversitelerinde büyüyen ve okuyan,

ولدت لعائلةٍ غنية وترعرعت ودرست في ارقى جامعات بريطانيا التي

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

إنها الإجابة التي رددها كل صغير وكبير، غني وفقير، ديمقراطي وجمهوري، أسود، أبيض، لاتيني، مواطن أمريكي أصلي، مثلي، عادي، معاق، غير معاق؛ إنهم أمريكيون وجهوا للعالم رسالةً تقول أننا لم نكن أبداً مجرد خليطٍ من ولايات جمهورية وأخرى ديمقراطية: لقد كنا، ولا زلنا، وسنكون الولايات المتحدة الأمريكية.