Translation of "Yirmi" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Yirmi" in a sentence and their arabic translations:

O yirmi bir yirmi daha bulaştırdığı zaman

عندما كان واحد وعشرين وعشرون مصاب

Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.

كانت نتيجة التصويت 28 صوتا بنعم و 20 بلا.

O yirmi yaşında.

هي في العشرين من العمر.

Bina yirmi katlıdır.

- المبنى به عشرون طابق.
- البناية لديها عشرون طابق.

- Yirmi ülkede İspanyolca konuşulur.
- İspanyolca yirmi ülkede konuşulur.

يتحدثون الإسبانية في عشرين دولة.

O yaklaşık yirmi dolardı.

كان هناك حوالي عشرين دولاراً.

Bu toplam küresel üretimin yirmi sekiz aralık yirmi bir yüzde

الحراري بحسب احصاءات موقع استاتستا هي الصين التي تعد اكبر

Orada yirmi civarında insan vardı.

كان هناك حوالي عشرون شخصاً.

Brezilya yirmi altı eyaletten oluşur.

البرازيل تتالف من ستة و عشرين ولاية.

Ve yirmi yıla varan cezalar aldılar

وحُكم على البعض بما أقصاه 20 عامًا،

Yirmi yıldan uzun bir süre sonra,

بعد أكثر من 20 سنة،

Ancak sadece yirmi milyon öğrenci kayıtlı.

وفقط 20 مليون طالب مسجلين.

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

يستغرق السير من المحطة إلى المدرسة عشرين دقيقة.

Onun raporunun yirmi kopyasını çıkarır mısın?

هل بإمكانك أن تنسخ لي عشرين نسخة من هذا التقرير؟

Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.

من عشرين طالب, واحد فقط قرأ الكتاب.

O, babasıyla yirmi yıldan fazla yaşadı.

عاشت مع اباها اكثر من عشرون سنة

"Bugünden yirmi yıl sonra, yaptığınız şeylerden çok

"بعد عشرين عاما من الآن، ستكون أكثر إحباطًا

Sen gidip yirmi kişiye bulaştıracaksın en az

ستذهب وتصيب عشرين شخصًا على الأقل

Metan için yüzde yirmi altı ve nitrolar

بنسبة ستةٍ وعشرين بالمئة للميثان ثلاثة وعشرين بالمئة

O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

- قالت أن عمرها عشرين سنة لكنها كانت تكذب.
- قالت أن عمرها عشرين سنة لكن هذا غير صحيح.

Leyla giyinmek için yirmi bin dolardan fazla harcadı.

أنفقت ليلى أكثر من عشرين ألف دولار على الملابس.

Işletmeden sonraki yirmi yıl içinde yapılacak . Herkesin cazip bulduğu ve

بشكلٍ كامل مع حادثة انتحار مدير دايو الكورية. لكن الحكومة

Başında, kadınların payının yüzde otuz olacağı anlaşmadan sonra yirmi bir gün

مدة واحدٍ وعشرين يوم من بعد الاتفاق يكون فيها حصة النساء

, su seviyesinin on beş ila yirmi santimetre yükselmesine neden olduktan sonra

ستةٍ وستين متراً عن مستواها الحالي بعد ان تسبب ارتفاع درجات

yirmi üç ile Almanya ve yaklaşık bir puan ile Güney Kore

ثلاثة وعشرين في المئة فكوريا الجنوبية بنحو واحد فاصل خمسة

Libya Siyasi Diyalog Forumu'nu seçti . İki bin yirmi bir yılının beşinci şubatında

المنعقد في جنيف برعاية الامم المتحدة. في الخامس من فبراير من

Ölümcül Nepal virüsü . Yirmi altıncı Ocak'ta İngiliz Guardian gazetesi , Çin'den yayılan Nepal

نيبال الفتاك. في السادس والعشرين من يناير خرجت صحيفة

Itmiştir. Mahran, ikiyüz yirmi evlilik sözleşmesinin Mısır'da son zamanlarda yapılan bir deney

ولفترةٍ مؤقتة بدل الانفصال نهائياً الفكرة وجدت استحساناً

, ardından yüzde altı virgül yirmi dört ile Hindistan, yaklaşık yüzde dört ile

وروسيا بنحو اربعة فاصل ثلاثة وخمسين في المئة تليها اليابان

Yirmi yıl önce dünyaya sızan yeni bir katil yayıldı. Tedavisi ve aşısı yok.

للعالم انتشر قبل عشرين عاماً. ليس له اي علاجٍ او لقاح. فيروس

Gerilemeye tanık olan yirmi iki yüzyılda BAE , yılın ilk çeyreğinde yüz milyar dolar kazandı

اقتصاديةً عالمية حققت الامارات مائة مليار في الربع الاول فقط

Için yüzde yirmi üç . Ülkeler batıyor. Küresel ısınma nedeniyle her geçen gün artan sıcaklıklar

للنتروز قياساً بحقبة ما قبل الثورة الصناعية. الدول تغرق.