Translation of "Yüzde" in Hungarian

0.015 sec.

Examples of using "Yüzde" in a sentence and their hungarian translations:

Mesela yüzde 30?

Mondjuk 30%-kal?

Gelirim yüzde on azaldı.

Tíz százalékkal csökkent a jövedelmem.

İyi arkadaşlar yüzde birdir.

Száz barát között egy jó barát van.

Nüfusumuzun yüzde 25'i genç.

A fiatalok a népességünk 25%-át teszik ki.

Yüzde yüz başarılı olsalar dahi,

száz százalékig sikerrel is járna,

Yüzde yüz kesin emin değilim.

Nem vagyok száz százalékig biztos benne.

İletişimin yüzde sekseni sözlü değildir.

A kommunikáció nyolcvan százaléka nem verbális úton zajlik.

Onun maaşı yüzde on artırıldı.

Tíz százalékkal növekedett a fizetése.

Şempanzenin diyetinin yüzde ellisi incirdir.

Egy csimpánz étrendje ötven százalékban fügéből áll.

Karbonun yüzde 30'unu toplayabileceğini gördük.

ez az emberi kibocsátás több évtizednyi mennyisége.

Ama ya yüzde 10'u doğruysa?

De ha a 10%-ban igazuk van?

Kalan yüzde 88 ile çalışmanız gerektiği.

hogy együtt kell működnie a maradék 88 százalékkal.

Diğer yüzde 90 ise kariyer değiştiriyor,

A maradék 90% karriert vált,

İnsan vücudunun yüzde 70'i sudur.

Az ember 70%-a víz.

Hoover oyların yüzde elli sekizini kazandı.

A szavazatok 58 százalékát Hoover nyerte.

Ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.

a gazdasági növekedésünk kilenc százalékon tetőzött.

Erkekler ise yüzde 90'ında doruğa ulaşıyorlar.

A férfiak együttlétük 90%-ban élnek át orgazmust.

Girişim fonunun sadece yüzde 2'sini alıyorlar.

a kockázati tőkebefektetések csupán 2 %-át kapják.

Sizin nazarınızda dediklerinin yüzde doksanı yanlış olabilir.

Amit mondanak, annak 90%-a téves lehet – szerintünk.

Ama geleceğimizin ise yüzde 100'ü onlar.

De ők a jövőnk 100 százaléka.

Pazarda olan evlerin yüzde 37'sine bakmalı

a piaci kínálat 37 százalékát kell átnézniük,

Müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,

az ügyfelek 96%-a megjelenik minden tárgyaláson,

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

Az oroszlán tízből kilencszer éjszaka öl.

Hayatının yaklaşık yüzde 80'i boyunca yanındaydım.

Élete jó 80 százalékában jelen voltam.

Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu fazla kiloludur.

Az amerikai felnőttek hatvankilenc százaléka túlsúlyos.

İngilizce kelimelerin yüzde sekseni diğer dillerden geliyor.

Az angol szavak nyolcvan százaléka más nyelvekből ered.

Koroner plak rahatsızlığı yaklaşık yüzde beş azalma gösterdi.

közel öt százalékos koszorúér-lerakódás csökkenés volt megfigyelhető.

Kadınlar besinin yüzde 60 ile 80'ini üretiyor.

amit gyakran egy két hektárnál kevesebb területen végeznek el.

Dünyada evde bakım her yıl yüzde 10 büyüyor.

Az otthoni betegápolás évente 10 százalékkal nő.

Yanak keseleri, vücut ağırlığının yüzde onuna kadar taşır.

Pofazacskóiba saját súlyának egytizedét is be tudja préselni.

Rakunlar yiye yiye yumurtaların yüzde 90'ını bitirir.

A mosómedvék a fészkek 90 százalékát megdézsmálják.

çok daha az komplikasyon ile yüzde 30 oranında

30%-kal több műtétre lettek képesek

Bu okulun öğretmenlerinden sadece yüzde 16'sı kadındır.

Ebben az iskolában a tanítóknak csak 16 százaléka nő.

Dünyadaki tüm suyun yüzde birinden azı tatlı sudur.

A Föld vizeinek kevesebb mint 1%-a édesvíz.

Ve beş yılda bu oran yüzde 28'e çıktı.

és 28 százalékkal több öt év múlva.

Okyanus asitlenmesi, yüzde elli oranda hayvancılık kaynaklı sebeplerle oluşuyor.

Az óceánok elsavasodásának 50%-a az ipari állattartásból származik.

Nüfusumuzun yüzde 51'ini oluşturan genç kız ve kadınlara

A nők és lányok, akik a népesség 51%-át teszik ki,

Uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.

hogy hosszú távon kb. 35% esélyem van a túlélésre.

Neden doğum kontrolü için çiftlerin yüzde 20'si kondoma

Miért hagyatkozik a párok 20 százaléka az óvszeres fogamzásgátlásra,

Yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

ha az óvszereknek több, mint 15 százalékos éves hibaarányuk van?

Potansiyel olarak tüm karbondioksit emisyonlarının yüzde 60'ını kesebiliriz.

Vélhetőleg 60 százalékkal csökkentené a teljes CO₂ kibocsátást.

Yüzde 92'si beyaz ve ağırlıklı olarak erkek olan,

Szakmánk 92%-ban fehér és elférfiasodott,

Bunlardan yüzde 90'ı metastaz nedeniyle hastalığa yenik düşecek.

A betegség 90%-ban halállal végződik az áttéteknek köszönhetően.

Sendika yüzde on oranında ücret zammı için baskı yapıyor.

A szakszervezet tíz százalékos béremelést sürget.

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

A brit nők ötvenkét százaléka jobban szereti a csokoládét, mint a szexet.

Diğer gruba göre yüzde 60 daha az aortic hastalık geliştirdi,

60 százalékkal kevesebb aorta megbetegedés alakult ki, mint a másik csoportnál,

Bir yılda yüzde beş daha fazla koroner plak rahatsızlığı yaşadılar

öt százalékkal több koszorúér-lerakódás volt egy év múlva,

Bu, bizzat hükûmet tarafından yüzde 100 kontrol edilen bir teknoloji.

Ezt a technikát 100%-osan maga a kormányzat irányítja.

ABD şirketlerinin yüzde 38'i kadınlar tarafından kurulmuş olmasına rağmen

Hiába nő az alapítók 38% az USA-ban,

Afrika diyasporasının en az yüzde 40'ı bu bölgeye yerleşti.

Úgy hisszük, az afrikai diaszpóra több mint 40%-a itt ért partot.

2015'in Eylül ayında Japonya'daki işsizlik oranı yüzde 3,4'tü.

Japánban a munkanélküliek aránya 3,4% volt 2015. szeptemberében.

Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.

A lombszint alatt csak a holdfény két százaléka éri el az erdő talaját.

Bilim insanlarının hesaplarına göre memeliler, insanların etrafındayken geceleri yüzde 30 daha aktif oluyorlar.

A tudósok kiszámolták, hogy az emlős állatok éjszaka 30 százalékkal aktívabbak lesznek, ha emberek közelében élnek.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

A 20 százalékkal nehezebb nőstény lefogásához a hímnek minden erejére szüksége van.

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Bár a Föld felületének csupán két százalékát borítják őserdők, ott él a világon fellelhető állat-, növény- és rovarfaj fele.

- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

Az egyenlítő környéki trópusi esőerdők olyan gyors ütemben fogynak, hogy 2000-re talán 80%-uk eltűnik.