Translation of "Küresel" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Küresel" in a sentence and their arabic translations:

Küresel bir sorun

تزعجني كثيرًا،

Küresel karbon bütçesi

إن ميزانية الكربون العالمية

Ve küresel pazarda

ولكني أيضاً شغوف

, gezegeni küresel ısınma

سيلعب دوراً مهماً في حماية الكوكب من الانقراض على يد

Küresel güzellik standardının hızla

نجد أنّ المعايير العالمية للجمال

Havanın küresel olarak garipleşmesiyle

مع غرابة عالمية الطقس،

İngilizce küresel bir dildir.

الإنجليزية لغةٌ عالمية.

Küresel dünya ile ulusal kimlik

فإحدى مصادر قلقي فيما يخص العالم العولمي

Avrupa küresel tarımda dominant halde.

وأوروبا هي المهيمنة على الزراعة العالمية.

Bugün küresel göç için hazırlanmaya başlamalıyız.

اليوم، يجب أن نستعد للهجرة العالمية.

Küresel hayatta kalmamız için bir gereklilik.

وليس كتهديد لامتيازاتنا الفردية.

NB: Evet, küresel ısınmayı ele alabiliriz.

نيك بوستروم: هنا يمكننا أن نأخذ حالة الاحتباس الحراري.

İklim, küresel bir kriz noktasına ulaştı.

وصل المناخ إلى مستوى الأزمة العالمية.

"Dışarısı soğuk. Küresel ısınma hani nerede?"

"الطقس بارد في الخارج. أين هذا الاحتباس الحراري الآن؟"

Eğer küresel ısınmayı kontrol altında tutamazsak

ذهب مع وزرائه في جولة غطس تحت الماء هناك حرفيًا.

Küresel okyanusa ulaşmanın bir yolunu bulabilir?

أم أنه يجد طريقاً للخروج نحو المحيط.

414000000000 dolara ulaştı. Küresel bir ekonomik

واربعة عشر مليار دولار. وفي الفين وعشرين الذي شهد انتكاسةً

. Bekaa'nın geri kalanında küresel sıcaklıklar artarken

التي ستغرق معها دولاً باكملها. فيما تزداد درجات الحرارة

Küresel ısınmanın bir numaralı sebebini, ele alalım.

الدافع رقم واحد للاحترار العالمي.

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

قيادة المعركة العالمية ضد تغير المناخ.

Yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu.

أن يطلقوا مبادرة عالمية جديدة.

Küresel problemler için en önemli çözümlerden biri

للتحدي العالمي المتمثل في تغير المناخ

Küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

تخزن حوالي ثلث احتياطي الكربون العالمي.

Temsil etse de , küresel ısınma muz tarlalarının

الفين ثمانين. وعلى الرغم من ان درجات الحرارة المرتفعة تمثل

Bağlı olduklarından, küresel ısınma artmaya devam ederse

حال استمر ازدياد الاحتباس الحراري فهي تعتمد على درجة

Küresel ısınmadan dolayı, şehirler tamamen batırılmış olabilir.

بسبب الاحترار العالمي، قد تغرق المدن تماما.

Aynı zamanda küresel ısınmaya dikkat çekmeyi de başarırız.

‫برز هذه الصلة‬ ‫في ثلاثة مجالات رئيسية -‬

Ve küresel olarak denizde 200 şamandıradan az var.

وأقل من 200 عوامة بحرية على الصعيد العالمي.

Küresel ısınmayı 2 santigrat derece ile sınırlandırmayı hedefliyordu,

كانت تهدف إلي الحد من الاحتباس الحراري إلي 2 درجة مئوية.

NHH: Bu teknolojinin kullanıldığını küresel çapta da görüyoruz

نادين: فنحن نشاهد أيضا استخدام هذه التكنولوجيا على نطاق عالمي،

Bu ters dönüş küresel tarım piyasalarında her şeydi.

هذا التحول سبب إرباكا لأسواق الغذاء العالمية.

. Ve küresel ekonomide ağır kayıplara neden oldu. Ancak

الكورية التي نفذت كاسر الامواج الغربي عادت لتقدم عرضاً جديداً

Hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

الدولة لمواطنيها ناهيك عن تحولها لمركزٍ ماليٍ عالميٍ مهم

Küresel ısınma yaklaşan seri katildir. Bizden her gün,

الاحتباس الحراري هو القاتل المتسلسل الذي يقترب منا كل يومٍ

Içinde komik ölüm, bugün dünyada bildiklerimiz , küresel ısınmadan

من نصف قرنٍ بقليل وتحديداً ثمانين عاماً ما نعرفه اليوم من

Küresel ısınmaya başladı . Sera gazlarının neden olduğu ısınmanın

على رأسها ثاني اكسيد الكربون كاكثر الغازات المسببة للاحتباس

Insanlığın yokluğunda küresel ısınmaya artırmak için atmosferde birikir.

الغلاف الجوي لتزيد الاحترار العالمي في غفلةٍ من الانسان.

Lambalarla değiştirilmesi dayanıklı oldukları için küresel ısınmayla mücadele

تكييف الهواء كما يعد استبدال مصابيح الاضاءة العادية بمصابيح

Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

هل تعتقد أن الاحترار العالمي هو نتيجة لعمل البشر؟

Sonuçta bu küresel krizden tek faydalananlar onlar, değil mi?

بعد كل شيء، هاتان المجموعتان فقط اللتان تستفيدان من أزمة المناخ، أليس كذلك؟

Sığır geğirme ve yem üretiminin küresel ısınmaya katkıda bulunduğu

الماشية ومعالجة النفايات وصناعة الفحم والنفط حتى ان دراسات

Bağımlılığın devam etmesi , 2000 yılına kadar küresel sıcaklıklarda dört

ست درجات بحلول عام الفين ومائة. ما يعني عواقب كارثية بينها

"İklim Değişikliği" mi yoksa "Küresel Isınma" mı demem gerekir?

هل يجب ان اقول المناخ يتغير او الاحتباس الحراري؟

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

نحن نكون قرية عالمية صغيرة مترابطة

Bağlayıcı ilk küresel anlaşma olan Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasından sonra

قانونياً بخفض الانبعاثات لابقاء معدل ارتفاع درجة حرارة الكوكب

Da sel olacak . Arap dünyasında küresel ısınma daha merhametli olmayacak

كبرى شرق الصين وفي الهند واليابان. وعربياً لن يكون

? Kahve yok, çikolata yok. Küresel ısınmanın etkileri sadece dünya haritasını

بحسب الرقم المتوقع في حال الذوبان الكامل لجليد القطبين?

Bu toplam küresel üretimin yirmi sekiz aralık yirmi bir yüzde

الحراري بحسب احصاءات موقع استاتستا هي الصين التي تعد اكبر

Eğer düz ise galakside diğer gözlemlediğimiz her şey neden küresel şeklinde

إذا كان مسطحًا ، فلماذا كل شيء نلاحظه في المجرة عالمي

Küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliklerinin devam etmesi yaklaşık seksen yıl sonra

عندما ستزحف مياه البحر جراء ذوبان جليد القطبين لتقضي على

Küresel ısınma oranını sanayi öncesi değerlere kıyasla iki santigrat derecenin altında

وخمسة عشر ما زال يوماً تاريخياً في مكافحة تغير المناخ بعد توقيع

Görünüyor , çünkü küresel ısınmada ortam artık bu fillerin hava koşullarına alışmış

اصلاً فمع الاحتباس الحراري لم تعد البيئة مناسبةً لتكاثر هذه

Dereceden altı dereceye bir artışa yol açacaktır . Nedeniyle küresel ısınmaya gezegenin

الجفاف الشديد الكبرى وموجات الحرارة المدمرة والعواصف

Balık tutmaya ve inci satmaya dayanan bir ülkeden önemli bir küresel merkeze.

من بلدٍ يعتمد على الصيد وبيع اللؤلؤ الى مركزٍ عالميٍ مهم.

Iki yüz altmış beş kat daha yüksek olduğu için küresel ısınma üzerindeki etkileri

اعظم بكثير اذ ان طاقة التسخين لغاز الضحك اعلى مئتين وخمسةً

Için yüzde yirmi üç . Ülkeler batıyor. Küresel ısınma nedeniyle her geçen gün artan sıcaklıklar

للنتروز قياساً بحقبة ما قبل الثورة الصناعية. الدول تغرق.