Examples of using "Vulnerable" in a sentence and their turkish translations:
Sen hâlâ korunmasızsın.
Tom savunmasız.
Çok savunmasız hissediyordum.
Tom savunmasız hissetti.
illüzyonlara, bencilliğe savunmasız
ve bunun kendisini nasıl güçsüz hissettirdiğini söylemesiydi.
İşte bu yüzden, empati hassaslığı gerektiriyor
riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek
gelmeye zorlayacak tecrübeler yaratmaktı.
kırılgan gözükme korkumdan daha büyük olduğunu anladığımda,
ve hassas olmak, bizi kırılmaya ve yargılanmaya müsait hâle getiriyor.
belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.