Translation of "Toma" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Toma" in a sentence and their turkish translations:

- Toma tiempo rasurarse.
- Toma tiempo afeitarse.

Tıraş zaman alır.

Toma, pruébatelas.

İşte, bunları dene.

Toma agua.

Su iç!

Toma notas.

Not al.

Toma asiento.

Oturun.

Toma café.

- Kahve iç.
- Kahve içiyor.

toma decisiones racionales,

mantıklı kararlar alıyor,

Toma tu precaución

Önleminizi alın

Toma un bus.

Bir otobüse bin.

Él toma vitaminas.

O vitaminler alır.

Toma cuanto quieras.

İstediğiniz kadar alın.

Toma solo una.

Sadece bir tane al.

Toma el control.

- Yönetimi ele geçir.
- Kontrolü ele al.
- Kontrol altına alın.

Yo dije: "¡Toma!"

Onu al dedim.

Tom toma cerveza.

Tom bira içer.

Él toma té.

O çay içiyor.

¿Tom toma café?

Tom kahve içer mi?

Toma un asiento.

Bir koltuk kapın.

Toma un respiro.

Bir mola verin.

Toma una siesta.

Şekerleme yap.

Toma mi mano.

Elimi tut.

Toma la medicina.

İlaçları al.

Toma mucha agua.

Çok su için.

Hannibal toma la iniciativa.

Hannibal insiyatifi eline alıyor.

Toma el que quieras.

- İstediğiniz herhangi birisini alın.
- Hangisini istiyorsan al.

Toma lo que quieras.

Ne istiyorsan al.

- Tom bebe.
- Tom toma.

Tom içer.

Aprender finés toma tiempo.

Fince öğrenmek zaman alır.

- ¡Trata!
- Toma, prueba esto.

İşte, bunu dene.

Él toma demasiado alcohol.

Çok alkol alıyor.

Toma unos días libres.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

Toma un rato relajarse.

Dinlenmek biraz zaman alır.

Toma, usa mi llave.

İşte, benim anahtarımı kullan.

Mary toma mucha agua.

Mary çok su içer.

El hombre toma agua.

Adam su içiyor.

Él siempre toma apuntes.

O her zaman notlar alır.

Eva sólo toma café.

Eve yalnızca kahve içer.

Toma este o ese.

Bunu ya da şunu al.

Tom no toma mucho.

Tom fazla içici değildir.

- Toma asiento.
- Tome asiento.

Oturun.

Tom no toma mucha cerveza, pero sí que toma mucho vino.

Tom çok bira içmez fakat kesinlikle çok şarap içer.

- Tomá otro.
- Tomá otra.
- Toma otra.
- Toma otro.
- Tome otro.
- Tome otra.

Bir tane daha al.

Toma tu oportunidad y hazlo.

Riskini al ve onu yap.

Toma un taxi al hotel.

Otele taksi tut.

- ¿Bebéis café?
- ¿Usted toma café?

Kahve içer misiniz?

Tom toma clases en línea.

Tom internet üzerinden kurslar alıyor.

¡Toma la salida de emergencias!

Acil çıkışı kullanın!

- Coge esto.
- Toma, coge esto.

İşte, bunu al.

Nadie nos toma en serio.

Kimse bizi ciddiye almıyor.

Mi jefe toma muchísimo café.

Benim patronum çok fazla kahve içer.

Toma tiempo superar un divorcio.

Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.

Por favor toma tu tiempo.

Lütfen acele etmeyin.

La comunicación toma múltiples formas.

İletişimin birçok biçimi vardır.

Toma el tiempo para reflexionar.

Düşünmek için zaman ayırın.

Toma este asiento, por favor.

Lütfen buraya oturun.

La administración toma importantes decisiones.

Yönetim önemli kararlar alır.

¡Cállate y toma mi dinero!

- Sesini kes ve paramı al!
- Kapa çeneni ve paramı al!

Toma control de tu destino.

Kaderinin kontrolünü eline al.

Todo lo toma a broma.

O her şeyi hafifçe alır.

- Terminar este trabajo toma mucho tiempo.
- El terminar este trabajo toma un largo tiempo.

Bu işi bitirmen günler sürecek.

toma su vaso y grita: "¡Moktor!",

bardağını kaldırıp "Moktor!" diyerek bağırmaya başlıyor,

- Adelante, toma otro.
- Adelante, tome otro.

Lütfen bir tane daha al.

- Toma una aspirina.
- Tómate una aspirina.

Biraz aspirin al.

Toma las llaves de su auto.

Onun araba anahtarlarını al.

- Coge el mío.
- Toma el mío.

Benimkini al.

- Toma apuntes.
- Tomad apuntes.
- Tomen notas.

Not tutun.

- Coge alguno.
- Toma algo.
- Tome alguno.

Biraz al.

Toma mi mano. Quiero mostrarte algo.

Elimi tut. Sana bir şey göstereceğim.

Sé paciente, por favor. Toma tiempo.

Sabırlı olun lütfen. Bu zaman alır.

Toma esta medicación cuando estés resfriado.

Grip olduğun zaman bu ilacı al.

Por favor, toma nota de esto.

- Lütfen ona dikkat et.
- Lütfen onunla ilgilen.

Toma todo el tiempo que necesites.

Her zaman ihtiyacın olanı al.

- Él toma demasiado.
- Él bebe demasiado.

O çok içer.

- Tom no bebe.
- Tom no toma.

- Tom içmez.
- Tom içki içmiyor.

Toma el tesoro y cuídalo bien.

Hazineyi al ve ona iyi bak.

- Toma una rosquilla.
- Cómete una rosquilla.

Bir çörek ye.

- Tom bebe demasiado.
- Tom toma mucho.

- Tom çok fazla içer.
- Tom çok içiyor.

¿Usted toma algún antiinflamatorio, señora Isilda?

Herhangi bir anti-inflamatuar ilaç alıyor musunuz, Bayan İsilda?

- Esto toma su tiempo.
- Esto lleva su tiempo.
- Esto lleva tiempo.
- Toma tiempo.
- Lleva tiempo.

Bu zaman alır.

Pero uno de ellos toma al hombre en la cuerda y lo toma en la cuerda

ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür

Toma cualquier cosa que se le ofrezca.

Ellerine ne geçirirlerse alıyorlar.

Te ves agotada, mejor toma un descanso.

Yorgun göründüğün için biraz dinlensen iyi olur.

Toma el medicamento tres veces al día.

Günde üç kez ilacı al.

Él se toma un baño cada mañana.

O her sabah banyo yapar.

- Toma el control.
- Hazte con el control.

İdareyi ele alın.

La toma de corriente está soltando chispas.

Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.

¿Tom toma una ducha todos los días?

Tom her gün duş alır mı?

Toma tiempo hablar bien un idioma extranjero.

Yabancı bir dili iyi konuşmak zaman alır.

Tom no toma vacaciones muy a menudo.

Tom çok sık tatile çıkmaz.

Tom no toma cerveza. Siempre bebe té.

Tom bira içmez. O her zaman çay içer.

- Aquí tienes un bolígrafo.
- Toma, un boli.

İşte bir dolma kalem.

Toma esta pastilla. Te ayudará a dormir.

Bu hap al. Uyumana yardımcı olacaktır.

Tom no se toma vacaciones con frecuencia.

Tom sık sık tatil yapmaz.