Translation of "Tiende" in Turkish

Tom tiende a exagerar.

Tom abartma eğilimindedir.

Él tiende a hablar demasiado.

O çok fazla konuşma eğilimindedir.

Ella tiende a ser pesimista.

Onun işlere karanlık tarafından bakma eğilimi var.

Tiende a enfadarse por nada.

Hiçbir şeye üzülmeye niyeti yok.

Ella tiende a menospreciar sus capacidades.

Kendi yeteneğini küçümseme eğiliminde.

La población mundial tiende a aumentar.

Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.

Tom tiende a perder las cosas.

Tom işleri kaybetme eğilimi içinde.

La gente joven tiende a pensar eso.

Genç insanlar öyle düşünmeye eğilimlidir.

Ella tiende a llegar tarde al colegio.

O, okula geç kalmaya eğilimlidir.

La gente enferma tiende a ser pesimista.

Hasta insanlar kötümser olma eğilimindedirler.

La gente tonta tiende a ser arrogante.

Aptal insanlar kibirli olma eğilimindedirler.

El novio también tiende a camuflar sus sentimientos,

Erkek arkadaşı da duygularını kamufle etme eğiliminde olup

No lo tome literalmente. Él tiende a exagerar.

Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

La gente tiende a hablar fuerte cuando están emocionados.

İnsanlar heyecanlandıklarında seslerini yükseltmeye eğilimlidirler.

- Tom tiene tendencia a exagerar.
- Tom tiende a exagerar.

- Tom abartmaya eğilimlidir.
- Tom mübalağa etmeye meyillidir.

La gente tiende a ver a los demás con parcialidad.

İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.

La gente que es poco social tiende a desarrollar inseguridades.

Sosyal garip insanlar güvensizlikleri geliştirmek eğilimindedir.

- Tom jamás hace su cama.
- Tomás nunca tiende su cama.

Tom asla yatağını yapmaz.

La mayoría de la gente tiende a elegir la carta que yo quiero que elija,

çoğu insan genellikle benim istediğim kartı seçiyor

- La gente suele interrumpirme porque hablo muy despacio.
- La gente tiende a interrumpirme porque hablo demasiado despacio.

Ben yavaş konuştuğum için insanlar sözümü kesmeye eğilimlidir.