Translation of "Solitaria" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Solitaria" in a sentence and their turkish translations:

Ella vivió una vida solitaria.

- O yalnız bir hayat sürdü.
- Yalnız bir hayat sürdü.

Una casa sin mujeres es solitaria.

Kadınsız bir ev, yalnızdır.

Yo siempre fui una persona solitaria.

Her zaman yalnız yaşayan biriydim.

La vida del tiburón ballena es principalmente solitaria.

Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.

Esta ciudad es fría y solitaria sin ti.

Bu şehir sen olmadan soğuk ve yalnız.

Una hiena solitaria no es rival para un león.

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

Mi tía vive en una casa solitaria en el campo.

Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.

Ella lleva una vida solitaria en un punto recluido en Escocia.

O, İskoçya'nın uzak bir bölgesinde tek başına bir hayat sürüyor.

Y luego añade el hecho de que el pulpo es una criatura solitaria,

Sonra ahtapotun yalnız bir yaratık olduğu gerçeğini düşünün