Examples of using "Vivió" in a sentence and their turkish translations:
Yıllarca orada yaşadı.
Bin Singapurda yaşadı.
O, yıllarca kendi başına yaşadı.
O mutlu bir hayat yaşadı.
O, zor bir hayat yaşadı.
O uzun bir hayat yaşadı.
- O yalnız bir hayat sürdü.
- Yalnız bir hayat sürdü.
O uzun yıllar Ukrayna'da yaşadı.
O tüm hayatı boyunca burada yaşadı.
O, ne kadar süre orada yaşadı?
O uzun bir ömür yaşadı.
Tom ne zaman Boston'da yaşadı?
O, bir süre burada yaşadı.
O, yıllarca orada yaşadı.
Jackson sekiz yıl daha yaşadı.
O, seksen yaşına kadar yaşadı.
Calamity Jane, California'da yaşadı.
O yedi yıl boyunca Matsue'de yaşadı.
Mutsuz bir hayat sürdü.
Loş bir yerde yaşadı ve öldü.
90 yaşına kadar yaşadı.
Yedi yıldır orada yaşıyor.
Tom birkaç yıl Boston'da yaşadı.
Tom batı yakasında yaşadı.
Tom Japonya'da on yıl yaşadı.
Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.
Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
Neden o Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadı?
Ankara'da altı yıl yaşadı.
Tom uzun ve mutlu bir yaşam sürdü.
O, Azerbaycan'da 4 yıl yaşadı.
Dede 99 yaşına kadar yaşadı.
- O, bütün hayatı boyunca onunla birlikte yaşadı.
- Ömrünü onunla geçirdi.
Tom yıllarca Avustralya'da yaşadı.
Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.
Büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.
Kral bir zamanlar o sarayda yaşıyordu.
O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.
Tüm hayatı boyunca o kasabada yaşadı.
O, yıllarca yurt dışında yaşadı.
Bir zamanlar bu adada yaşlı bir adam yaşarmış.
Tom on yaşına kadar Boston'da yaşadı.
Bin Singapurda yaşadı.
Napolyon, Elba adasında sürgünde yaşadı.
Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.
O, 90 yaşına kadar yaşadı.
Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.
- Bütün ömrü boyunca orada yaşadı.
- Ömrü orada geçti.
Hangi evde yaşadın?
Annem doksan beş yaşına kadar yaşadı.
ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,
bu yılda ise hayatının dönüm noktasını yaşadı
Ancak Başkan Kennedy bu başarıları görecek kadar yaşamadı.
O, Paris'e gitti, orada beş yıl yaşadı.
İtalya'da birkaç yıl boyunca onunla yaşadı.
O, karısı öldükten sonra birçok yıl daha yaşadı.
Evlat edinilen çocuk, yeni ailesiyle mutlu bir yaşam sürdü.
O, hayatının bir gününde bile şiddetsiz yaşamadı.
Yıllarca İstanbul'da yaşadı. Çok iyi Türkçe konuşuyor.
Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.
Mike'ın annesi evlenmeden önce büyük bir şehirde yaşadı.
Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.
Kraliyet tarzında yaşadı ve ünlü bir şekilde İspanyol kiliselerini o kadar büyük bir ölçekte yağmaladı ki
Julia'nın 10 yıl Moskova'da yaşadığını biliyor muydun? Bu nedenle o kadar iyi Rusça konuşur.
Tom'un Boston'da ne kadar yaşadığını bilmiyorum ama en az üç yıldı.
Napolyon'un yenilgisinin ardından 1819'a kadar sürgünde yaşayan Soult,
Şair Friedrich Hölderlin bu evde marangozhanesi ve ailesiyle birlikte 1807'den öldüğü yıl olan 1843'e kadar bir şekilde yaşadı.
Rahibe Teresa Hindistan, Kalküta'da yaşamış ve çalışmış Katolik bir rahibeydi.