Examples of using "Renunciar" in a sentence and their turkish translations:
Bırakmak istiyorum.
Geri adım atmak zorundaydım.
Bırakamazdım
Tom istifa etmek istiyor.
İstifa edeceğim.
Bırakmalıyım.
Bence bırakmalısın.
Tom istifa etmek zorundaydı.
korkulardan arınarak
Tom bırakmaya çalışıyor.
Ben çıkacağını düşündüm.
Bu şirketten ayrılmak istiyorum.
Ben istifa etmeyi seçtim.
Ya o şeyi istemekten vazgeçersin,
Bu işi nasıl bırakabilirim?
Tom pazartesi günü çıkacak.
Tom işini bırakmaya karar verdi.
Planımdan vazgeçmek zorunda kaldım.
Tom hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
İstifa etmekten başka seçeneği yoktu.
İşini bırakmak istediğinden emin misin?
Artık inançsızlıktan bence vazgeçmeliyiz
Onun istifa edeceği söylentileri var.
İşini bırakmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
sence de bundan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?"
hedeflerimizden ve çabalarımızdan asla vazgeçmememizi sağlayan insanlar.
Bakan, kabineden istifa etmek zorunda kaldı.
Tüm projeden vazgeçmekten başka seçenek yoktu.
Tedbirden vazgeçmeden, korkmadan ama hafife de almadan
Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.
İşinden ayrılmaya karar verdiğinden dolayı mutlu görünüyorsun.
Kazasından sonra hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
sessizce uzaklaştığını ve ben de dâhil bazılarının, genç yaşlarda
Tom Mary'nin işini bırakmaya karar verdiğini bilmiyordu.
sahip olduğum güçten veya gelirden vazgeçmek istemememdi.
- Ne zaman istifa edeceğimi biliyorum.
- Ne zaman duracağımı biliyorum.
O onunla evlenme umudundan tamamen vazgeçemedi.
Tom bir astronot olma hayalinden vazgeçmek istemiyor.
Yurt dışına gitme fikrinden vazgeçmekten başka yapabileceğim bir şey yok.
O, yurt dışına seyahat etme hayalinden tamamen vazgeçemedi.
İşini bırakman gerektiğini düşünmüyorum.
soktu : görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve 6 hafta hapis yattı.
yeni bir yasa, eski aristokratları ordudan men etti ve Davout, görevinden bir kez daha istifa etmek zorunda kaldı.