Translation of "Patas" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Patas" in a sentence and their turkish translations:

Un perro tiene cuatro patas.

Bir köpeğin dört bacağı var.

Una mesa tiene cuatro patas.

Bir masanın dört bacağı var.

Las arañas tienen ocho patas.

Örümceklerin sekiz bacağı vardır.

Dos perros tienen ocho patas.

İki köpeğin sekiz bacağı vardır.

- Tira la silla de patas rotas por favor.
- ¡Tira las sillas cuyas patas están rotas!
- ¡Tira las sillas con patas rotas!

Ayakları kırık sandalyeleri at.

Los canguros tienen dos patas delanteras pequeñas y dos patas traseras grandes y fuertes.

Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

Las patas de la mesa se tambalean.

Masanın bacakları sallanıyor.

El gato se estaba lamiendo las patas.

Kedi pençelerini yalıyordu.

Pero de vez en cuando, forma dos patas.

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

Los gatos tienen cuatro patas y una cola.

Kedilerin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

Un gato tiene una cola y cuatro patas.

Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

Incluso el caballo más rápido tiene cuatro patas.

En hızlı atın bile sadece dört bacağı vardır.

Este no es mi gato. Mi gato tiene patas blancas.

Bu benim kedim değil. Benimkinin beyaz ayakları var.

Las patas anchas y peludas se deslizan sobre la nieve más profunda.

Geniş, kıllı ayaklarıyla en derin karda bile süzülerek ilerler.

Tom pensó que lo que Mary escribió no tenía patas ni cabeza.

Tom Mary'nin yazdığı şeyin mantıklı olmadığını düşündü.

- Antes se coge al mentiroso que al cojo.
- La mentira tiene patas cortas.
- Se agarra antes a un mentiroso que a un cojo.
- Las mentiras tienen patas cortas.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Pero las patas cortas no pueden trepar paredes altas ni cruzar caminos concurridos.

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

- El cuarto estaba en el más completo desorden.
- La habitación estaba patas arriba.

Oda tam bir karışıklıktı.

Al gato le gusta el pescado pero no le gusta mojarse las patas.

Kedi balık ister ama patilerini ıslatmak istemez.

Un camión atropelló a mi perro, no lo mató, pero le lastimó seriamente las patas.

Köpeğim bir kamyon tarafından ezildi, o ölmedi fakat ayağı kötü şekilde yaralandı.

- Todo está de cabeza.
- Todo está cabeza abajo.
- Todo está al revés.
- Todo está patas arriba.

Her şey altüst.