Examples of using "Oreja" in a sentence and their turkish translations:
Kulağım kaşınıyor.
Benim bir müzik kulağım yok.
Tıraş olurken kulağını yaraladı.
Genç sokak dövüşünde kulağını kaybetti.
O tekrar küpeyi kulağına takmaya çalıştı.
Eğer dinlemekten çok konuşmamız gerekseydi, iki ağzımız bir kulağımız olurdu.
Eşeğin kulağını kesmekle küheylan olmaz.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı
Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.
Ona cebir ev ödevini açıklamaya çalıştım ama o bir kulağından girdi diğerinden geri çıktı.