Translation of "Lastimó" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Lastimó" in a sentence and their turkish translations:

Nadie me lastimó.

Hiç kimse beni incitmedi.

¿Cómo se lastimó Tom?

Tom nasıl incindi?

Tom se lastimó la pierna.

Tom bacağını incitti.

Melanie se lastimó la pierna.

Melanie bacağını acıttı.

Lo que dijo realmente me lastimó.

Onun söylediği beni gerçekten incitti.

Él se lastimó su mano izquierda.

O sol elini incitti.

- ¿Alguien está lastimado?
- ¿Se lastimó alguien?

Yaralanan var mı?

- Tom me lastimó.
- Tom me hirió.

Tom bana zarar verdi.

Ella se cayó y lastimó su rodilla.

O, düştü ve dizini incitti.

Se lastimó el brazo levantando tanto peso.

Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

Se lastimó la mano cuando se cayó.

O, düştüğünde elini incitti.

La anciana se lastimó cuando se cayó.

Yaşlı kadın düştüğünde yaralandı.

Se lastimó su codo cuando se cayó.

O, düştüğünde dirseğini incitti.

Él se lastimó la oreja mientras se afeitaba.

Tıraş olurken kulağını yaraladı.

Se lastimó la mano izquierda con un cuchillo.

Bir bıçakla sol elini yaraladı.

Él se lastimó en un accidente de tránsito.

O, trafik kazasında yaralandı.

Él se lastimó su pie izquierdo al caer.

O, düştüğünde sol ayağını yaraladı.

Tom se lastimó cuando saltó por la ventana.

Tom pencereden dışarı atlarken kendini yaraladı.

Tom se cayó y se lastimó la pierna.

Tom düştü ve bacağını incitti.

Tom se cayó y se lastimó la rodilla.

Tom düştü ve dizini incitti.

- ¿Ella lastimó al gatito?
- ¿Le hizo daño al gatito?

O, kedi yavrusunu incitti mi?

Se lastimó el pie cuando se cayó de su bicicleta.

O, bisikletinden düştüğünde ayağını yaraladı.

- Se hizo daño cuando cayó.
- Él se lastimó al caer.

O, düştüğünde kendisini incitti.

Jim se resbaló en la calle congelada y se lastimó.

Jim buzlu caddede kaydı ve kendini incitti.

Un camión atropelló a mi perro, no lo mató, pero le lastimó seriamente las patas.

Köpeğim bir kamyon tarafından ezildi, o ölmedi fakat ayağı kötü şekilde yaralandı.

- Afortunadamente ningún pasajero se lastimó.
- Por suerte, ninguno de los pasajeros resultó herido.
- Afortunadamente, ningún pasajero resultó herido.

Neyse ki yolculardan hiçbiri yaralanmadı.