Examples of using "Escuchar" in a sentence and their turkish translations:
Bunu dinlemeniz gerekir.
- Tom'u dinlemelisin.
- Tom'u dinlemelisiniz.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
içerisinde bulunduğumuz
dikkatlice dinlemenin,
Dinlemek ister misiniz?
Ne duymak istiyorsun?
Dinleyeceğim.
Belki dinlemelisin.
Dinlemek zorundasın.
Anneni dinlemelisin.
Hobim müzik dinlemektir.
ve deneyimlerini duyunca,
Ben müzik dinlemekten hoşlanırım.
Tavsiyemi dinlemelisin.
Hikayeni dinlemek istiyorum.
Onu duymak istemiyorum.
Beni dinler misin?
Onun tavsiyesini dinlemelisin.
- Sanırım dinlemelisin.
- Sanırım dinlemen gerekiyor.
- Dinlemen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence dinlemelisin.
- Bana kalırsa dinlemelisin.
Senin sesini duymak istiyorum.
Onların tartıştığını duyabiliyordum.
Müziği seviyorum.
Hangi CD'yi dinlemek istersin?
Onlar sadece dinleyebildiler.
Müzik dinlemek çok eğlenceli.
Önce, her iki tarafı dinlemeliyim.
Önemli şey dikkatli dinlemektir.
Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.
Pop müzik dinlemek istiyorum.
Geri kalanını duymak istemiyor musun?
Şikayetlerinin herhangi birini duymak istemiyorum.
Teorilerini dinlemek istemiyorum.
Bunu duyduğuma gerçekten sevindim.
Mazeretlerini duymak istemiyorum.
İngilizce programlar dinlerdim.
Sesi duyamıyor musun?
O, radyo dinlemeyi sever.
Custer dinlemeyi reddetti.
Ben radyo dinlemeyi seviyorum.
Tom sesini duyuramıyordu.
- Tom'un Mary'yi dinlemesi gerekiyor.
- Tom, Mary'yi dinlemeli.
- Tom'un Mary'yi dinlemesi gerek.
Klasik müzik dinlemeyi sever misin?
Eski kayıtları dinlemeyi severim.
Tom klasik müzik dinlemeyi sever.
daha iyi olma ve ülkemizi
Ama size kısaca bir önce müziğini dinleteyim
Senin şikayetlerini dinlemekten yoruldum.
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
O, beni dinlemeyecektir.
Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
Klasik müzik dinlemeyi çok severim.
O, müzik dinlemeyi sever.
Çocuklarım beni dinlemeyecek.
Onun bu müziği dinlemesine izin verme.
Bu benim duymak istediğim şey.
Duymak istediğin şey bu mu?
O, onu duymaktan mutlu olurdu.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz.
Ben bunu dinlemek zorunda değilim.
Bence Tom'u dinlemelisin.
Ulusal Kamu Radyosunu dinlemeyi severim.
Tom beni dinlemeyecek.
Neden beni dinlemek istemiyorsun?
Tom kimi dinleyecek?
Konuştuğunu duymak istemiyorum.
Radyo dinlemeye düşkün müsünüz?
Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.
Dikkat etmek ve dinlemek zorundayız.
Artık bu zırvaları duymak istemiyorum.
Ve sadece farklı bir görüş duymayın,
Bu biraz yangın alarmını duyup,
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
- Neler olduğunu duyunca hayret ettik.
- Olanları duyduğumuzda çok şaşırdık.
Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.
Mary, Hip-Hop müzik dinlemekten hoşlanır.
Tüm öğleden sonrayı müzik dinleyerek geçireceğim.
Onun konuşmasını dinleyemeyecek kadar geç vardım.
Kızım beni dinlemeyecek.
Yalanlarından herhangi birini duymak istemiyorum.
Söylemek zorunda olduğun şeyi duymak istiyorum.
Benim için yüksek sesle müzik dinlemek can sıkıcı.
Onun söylediğini dinlemek zorunda değilsin.
Çocuklar hikayeleri duymayı severler.
Tom'u asla tekrar dinlemeyeceğim.
Tom klasik müzik dinlemeyi sever.
Linda müzik dinlemek için parka gitti.
Haber dinlemek için radyoyu açtım.