Examples of using "Perdió" in a sentence and their turkish translations:
O onu kaybetti.
Telefonunu kaybetti.
Tom kayboldu.
Para kaybetti.
Saatini kaybetti.
- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.
O bir kitap kaybetti.
O elçantasını kaybetti.
Tom sesini kaybetti.
- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.
Tom odağını kaybetti.
Tom gözlüğünü kaybetti.
Takımımız kaybetti.
Tom kilo kaybetti.
Tom kayboldu.
Telefonunu kaybetti.
Saatini kaybetti.
O son treni kaçırdı.
O bütün parasını kaybetti.
Mary gözde kalemini kaybetti.
En sevdiğim takım dün kaybetti.
Kurtuldu. Nihayet.
- Tom işini kaybetti.
- Tom kovuldu.
Hiç kimse umudunu kaybetmedi.
Tom kontrolü kaybetti.
O, ümidinden vazgeçti.
Tom gözlüğünü kaybetti.
Bahsi kaybetti.
Bir şey mi kaybettiniz hanımefendi?
O yeni saatini kaybetti.
Tom öfkeden kendini kaybetti.
O her şeyi kaybetti.
Tom kaç tane saat kaybetti?
O elçantasını kaybetti.
Tom umudunu kaybetti.
Tom bir parmak kaybetti.
- O işini kaybetti.
- İşini kaybetti.
- O, kendi cüzdanını kaybetti.
- O, çantasını kaybetti.
- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.
Geldi, gördü ve kaybetti.
Tom bilincini kaybetti.
Bagajım kayıp.
Ona yolunu kaybetti.
Birisi bir cüzdan kaybetti.
Tom, Mary'yi kaybetti.
O her şeyi kaybetti.
Tom onların güvenini kaybetti.
Köpeğini kaybetti.
McClellan zamanı boşa harcamadı.
Babam işini kaybetti.
Tom hafızasını kaybetti.
Tom ümidini yitirdi.
Tom yarışı kaybetti.
- Tom bahsi kaybetti
- Tom bahisi kaybetti.
Tom cüzdanını kaybetti.
Tom şemsiyesini kaybetti.
Tom pasaportunu kaybetti.
Tom işitmesini kaybetti.
Tom görme yeteneğini kaybetti.
Mary bir küpeyi kaybetti.
Mary el çantasını kaybetti.
Maria anahtarlarını kaybetti.
Mary anahtarlarını kaybetti.
Hafızasını yitirdi.
O, sahip olduğu her şeyi kaybetti.
Takımımız ilk oyunu kaybetti.
O, yolunu kaybetmiş olabilir.
- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.
O bana öfkelendi.
- Suratına bakınca kaybolduğu anlaşılıyor.
- Yüzünden kaybolduğu belli oluyor.
O, kalabalığın içinde kayboldu.
Tom biraz kilo kaybetti.
Tom umudunu hiç kaybetmedi.
Yaralılar ne kadar kan kaybetti?
Tom bütün parasını kaybetti.
Para çantamı kaybettim.
Hasta sabrını kaybetti
Ormanda kayboldu.
Tom öfkeye kapılmadı.
Tom köpeğini kaybetti.
Mary köpeğini kaybetti.
- Tom, ilgisini çabuk kaybetti.
- Tom'un ilgisi çabuk dağıldı.
Yeni saatini kaybetti.
- Sakızın tadı kaçtı.
- Sakız tadını kaybetti.
Tom son treni kaçırdı.
Tom, Mary ile temasını kaybetti.
Tom dün el fenerini kaybetti.
Tracy gözlüğünü kaybetti.
Ormanda yürürken kayboldu.