Translation of "Maletín" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Maletín" in a sentence and their turkish translations:

No encuentro mi maletín.

Valizimi bulamıyorum.

No puedo encontrar mi maletín.

Çantamı bulamıyorum.

- Dejé mi maletín en el autobús.
- Me dejé el maletín en el autobús.

Çantamı otobüste bıraktım.

Su maletín estaba lleno de agua.

Onun evrak çantası suyla doluydu.

Mi maletín está lleno de papeles.

Evrak çantam kağıtlarla doludur.

Cuando desperté, mi maletín había desaparecido.

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

Tom abrió los cerrojos de su maletín.

Tom evrak çantasını açtı.

No puedo descubrir cómo abrir este maletín.

Bu valizi nasıl açacağımı bilmiyorum.

Lo vi viniendo con su maletín debajo del brazo.

Onu, kolunun altında evrak çantası ile gelirken gördüm.

El maletín no contenía otra cosa que ropa sucia.

- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- Valiz sadece kirli çamaşırlar içeriyordu.

- Sami encontró el cadáver de un bebecito en un maletín abandonado.
- Sami encontró el cadáver de un bebito en un maletín abandonado.

Sami küçük bir bebeğin cesedini terk edilmiş bir bavulda buldu.

Tom le preguntó a Mary qué tenía en el maletín.

Tom, Mary'ye çantasında ne olduğunu sordu.

Tom sacó una revista de su maletín y la empezó a leer.

Tom evrak çantasından bir dergi çıkardı ve onu okumaya başladı.

- El maletín no contenía otra cosa que ropa sucia.
- La maleta solo contenía ropa sucia.

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.