Examples of using "Lleno" in a sentence and their turkish translations:
Tok musun?
- Tren kalabalıktı.
- Tren tıklım tıklımdı.
- Hayır, teşekkürler. Tokum.
- Hayır, teşekkür ederim. Tokum.
Ben çok tokum.
O yarım doluydu.
Güzel bir yemek yedim.
Bu doludur.
Öyle bir dünya ki, tuhaf yaratıklar...
Otobüs doluydu.
Çocuk toktu.
Konteyner dolu.
Restoran dolu.
- Ben tokum.
- Doydum.
Depo doludur.
Kova suyla doluydu.
Bu kitap hatalarla dolu.
Dünya aptallarla dolu.
Evren sırlarla dolu.
Burası bir sürü mahlukla doludur.
O doyuncaya kadar yer.
O hâlâ enerji dolu.
Restoran dolu değildi.
Bende güzel fikir bitmez.
Her şey tozla kaplıdır.
Restoran her zaman tıka basa doludur.
Japonya sürprizlerle dolu.
Tom ümitle dolu.
- Bu restoran her zaman kalabalıktır.
- Bu restoran her zaman kalabalık.
Lavabo kirli tabaklarla dolu.
bize tarihi hurafeler ve yalanlarla dolu bir şekilde
Gökyüzü yıldızlarla dolu.
Gökyüzü tamamen yıldızlarla doluydu.
- Kova su ile dolu.
- Kova su dolu.
Bahçe çiçeklerle doluydu.
Kent etkinlikle doluydu.
Sinema insanlarla doluydu.
Bardak şarap dolu.
Onun yüreği sevinç doluydu.
Benim sabit disk neredeyse dolu.
Onun evrak çantası suyla doluydu.
Üzgünüm, uçuş dolu.
Park çocuklarla dolu.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
Deniz teknelerle doluydu.
Evren sırlarla dolu.
Bu kitap hatalarla dolu.
Park insanlarla doluydu.
Araba Tatarlarla doluydu.
Evrak çantam kağıtlarla doludur.
Onun kalbi mutluluk dolu.
Orman ağaçla dolu.
Ben tokum; artık istemiyorum.
Duvar, yazılarla kaplıdır.
Dünya sorunlarla dolu.
Yer kalabalıktı.
Otel yabancı dolu.
Onun kalbi acıyla doludur.
Tren çok kalabalıktı.
Tom toktur.
O kitap hatalarla dolu.
Dünya aptallarla dolu.
Bu formu nasıl dolduracağımı bana söyler misin?
Bardak su doludur.
Bardak süt doludur.
Benim sepet kitaplarla dolu.
- Uzay gizemlerle doludur.
- Uzay gizemlerle dolu.
Göl balık dolu.
Çayır kurbağa ile doludur.
O kitap yalanlarla dolu.
Aynı zamanda yengeçlerle dolu.
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
Hayat dolu bu ormanın bereketli yaşamı
Tokum ve daha fazla yiyemem.
Dünya beceriksiz doktorlarla doludur.
- Tokum.
- Ben tokum!
Gökyüzü siyah bulutlarla dolu.
Otobüs bu sabah çok kalabalık.
Bana su dolu bir bardak verin.
Bahçemiz otlarla dolu.
Dükkânı sürekli müşteri kaynıyor.
Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.
Tarla kır çiçekleriyle dolu.
- Bahçemiz rengarenk çiçeklerle doludur.
- Bahçemiz renk renk çiçeklerle dolu.
televizyon ekranını bazen zorlukla görürdük.
Bir sonraki tren bundan daha az kalabalık olacak.
Otobüs tam kapasite doluydu.
Yeterince yedim, bu yüzden midem dolu.
Park çocuklu insanlarla dolu.
O tekne Kübalı mültecilerle doluydu.
Dünya dedikoducular ve yalancılarla dolu.
- Midem dolu.
- Karnım tok.