Translation of "Macho" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Macho" in a sentence and their turkish translations:

Un macho.

Bir erkek.

El macho volvió.

Erkek yine geldi.

Es un macho rival.

Rakip bir erkek.

El macho y la hembra.

erkek ve kadın.

Tom es un macho alfa.

Tom bir alfa erkek.

El macho cabrío está balando.

Teke meliyor.

El macho debe caminar con cuidado.

Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.

¿Es ese perro macho o hembra?

O köpek erkek mi yoksa dişi mi?

Un puma macho, también a la caza.

Bir erkek puma. O da ava çıkmış.

El pequeño macho necesita encontrar su voz.

Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.

¿Tienes al macho cantando aquí en la G

Erkek yukarıda fa'dan şarkı söylüyor

No estoy seguro si es macho o hembra.

Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.

Hasta un macho solitario sigue las llamadas de la manada.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

El pavo real macho tiene coloridas plumas en la cola.

Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.

La hembra elige un macho que mejor cante para su dúo.

dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

Pero al macho joven no le permiten compartir la rama estrecha.

Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.

Esta diminuta rana túngara macho es del tamaño de un dedal.

Bu ufak, erkek tungara kurbağası sadece bir yüksük boyutunda.

Tengo tres perros; uno es macho y los otros son hembras.

Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi.

Con los pies acolchados, hasta un macho de 5400 kilos pasa inadvertido.

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

Tengo tres perros. Uno es macho, y las otras dos son hembras.

Üç köpeğim var. Biri erkek ve diğer ikisi dişidir.

Sus cachorros están a tres kilómetros. Y el macho grande sigue en la zona.

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.

Después de un día largo y caluroso, este macho gelada debe reunir a su tropa.

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

El tamaño extra del macho viejo significa que es mucho menos ágil que el resto.

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

El pequeño macho gana su pareja. En un mundo ruidoso, a veces, es mejor estar callado.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

Con el doble de peso, los cerdos macho son guardaespaldas formidables. No vale la pena arriesgarse.

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

No es fácil con los cachorros a cuestas. Parece que al macho joven le interesa más jugar a la pelea.

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

Quizá un festín de medianoche sea el modo en que este macho joven evita toparse con los orangutanes más dominantes.

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.