Examples of using "Jarra" in a sentence and their turkish translations:
Bu kupa demirden yapılmıştır.
Testi çok ağırdı.
- Kavanozda biraz şekerleme var.
- Kavanozda birkaç kurabiye var.
O, bir bardak bira istedi.
Reçel kavanozda gelir.
- Sakarlık yüzünden bir vazo kırdı.
- Beceriksizlik yüzünden bir vazo kırdı.
Biri benim bira bardağımı gördü mü?
Sarı süt sürahisi nerede?
Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
- Demlikte neredeyse hiç kahve kalmadı.
- Neredeyse demlikte hiç kahve yok.
Peni dolu bir kavanozun değeri nedir?
Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı.
Odama bir sürahi koyun lütfen.
Demlikte neredeyse hiç kahve yok.