Translation of "Amarilla" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Amarilla" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Esta manzana es amarilla?
- ¿Esta manzana está amarilla?

Bu elma sarı mı?

Hay una rosa amarilla.

Sarı bir gül var.

La flor es amarilla.

Çiçek sarıdır.

La yema es amarilla.

Yumurta sarısı sarıdır.

Hay una rosa amarilla ahí.

Bir sarı gül var.

Esa no es tiza amarilla.

O tebeşir sarı değildir.

Aquí hay una rosa amarilla.

İşte sarı bir gül.

Él vive en la casa amarilla.

O, sarı evde yaşıyor.

Ninguna de las pelotas es amarilla.

Toplardan hiçbiri sarı değil.

Su falda es amarilla con lunares.

- Onun eteği puantiyeli sarıdır.
- Onun eteği benekli sarıdır.

La manzana es roja y amarilla.

Elma kırmızı ve sarıdır.

Él vive en aquella casa amarilla.

O, şu sarı evde yaşıyor.

El árbitro le mostró la tarjeta amarilla.

Hakem ona sarı kartı gösterdi.

La puerta de la oficina es amarilla.

Büronun kapısı sarı renklidir.

¿Dónde está la jarra amarilla de leche?

Sarı süt sürahisi nerede?

Mezcla la pintura azul con la amarilla.

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

Esta flor es amarilla y las otras son azules.

Bu çiçek sarı ve diğerleri mavi.

¿Ven la pequeña flor en la aulaga, esta cosita amarilla?

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

A Tom le gusta comer sardinas ahumadas en galletas saladas con mostaza amarilla.

Tom sarı hardallı kraker üzerinde füme sardalya yemeyi sever.

Antes de la llegada de los europeos, la fiebre amarilla no constituía un problema.

Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi.

"¿Qué es esa cosa amarilla?" "¿Esto? Es un tomate." "¿Un tomate?, ¿también existen tomates amarillos?"

"O sarı şey ne?" "Bu mu? O bir domates." "Bir domates mi? Sarı domates diye bir şey var mı?"

La arena es amarilla, y también el sol es amarillo. La arena y el sol son amarillos.

Kum sarıdır, ve güneş de sarıdır. Kum ve güneş sarıdır.