Translation of "Rompió" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Rompió" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Quién rompió esto?
- ¿Quién lo rompió?

Bunu kim kırdı?

- Mi lavarropa se rompió.
- Mi lavarropas se rompió.
- Mi lavadora se rompió.

Çamaşır makinem bozuldu.

- El vaso se rompió.
- El vidrio se rompió.

- Bardak kırıldı.
- Cam kırıldı.

Tony lo rompió.

Tony onu bozdu.

Rompió en lágrimas.

Gözyaşlarına boğuldu.

¿Quién lo rompió?

Onu kim kırdı?

- Se me rompió la botella.
- Mi botella se rompió.

Şişem kırıldı.

- ¿Cuándo rompió ella esa ventana?
- ¿Cuándo rompió la ventana?

O, pencereyi ne zaman kırdı?

- La chica rompió la ventana.
- La niña rompió la ventana.

Kız camı kırdı.

- La chica rompió la ventana.
- La muchacha rompió la ventana.

Kız pencereyi kırdı.

Tom rompió la ventana.

Tom pencereyi kırdı.

El reloj se rompió.

Saat bozuldu.

Tom rompió a llorar.

Tom gözyaşlarına boğuldu.

Tony rompió esta mesa.

Bu masa Tony tarafından kırıldı.

¿Quién rompió la taza?

Kulplu bardağı kim kırdı?

Alguien rompió la ventana.

Biri pencereyi kırdı.

Él rompió a llorar.

O gözyaşlarına boğuldu.

Ella rompió las normas.

O, kuralları çiğnedi.

Él rompió las normas.

O, kuralları çiğnedi.

Tom rompió las reglas.

Tom kuralları çiğnedi.

Tom rompió sus gafas.

Tom gözlüğünü kırdı.

Tom rompió su promesa.

- Tom sözünü tutmadı.
- Tom sözünden döndü.
- Tom sözünü yerine getirmedi.

¿Quién rompió la cafetera?

Kahve makinesini kim kırdı?

Tom rompió el récord.

- Tom rekoru kırdı.
- Tom plağı kırdı.

John rompió la ventana.

John pencereyi kırdı.

¿Quién rompió esta ventana?

Bu pencere kim tarafından kırıldı?

Él rompió la ventana.

- O, pencereyi kırdı.
- Pencereyi kırdı.
- Camı kırdı.

El radar se rompió.

Radar bozuldu.

Él rompió una ventana.

O bir pencere kırdı.

Tom rompió tres platos.

Tom üç tane tabak kırdı.

El espejo se rompió.

Ayna kırıldı.

- Él rompió la ventana a propósito.
- Él rompió una ventana a propósito.

O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.

La chica rompió la ventana.

- Kız camı kırdı.
- Kız pencereyi kırdı.

El ladrón rompió la ventana.

Hırsız pencereyi kırdı.

El cantante rompió las ventanas.

Şarkıcı pencereleri kırdı.

Ella me rompió el corazón.

O kalbimi kırdı.

¡Él me rompió la nariz!

Burnumu kırdı!

Rompió el florero a propósito.

Kasıtlı olarak vazoyu kırdı.

Tom me rompió la nariz.

Tom burnumu kırdı.

¿Quién rompió la ventana ayer?

Pencereyi dün kim kırdı?

La niña rompió en llanto.

Kız gözyaşlarına boğuldu.

Tom se rompió la nariz.

Tom onun burnunu kırdı.

Además, ella rompió la taza.

Bir de fincan kırdı.

Ayer Jake rompió esta ventana.

Jake bu pencereyi dün kırdı.

Ayer John rompió la ventana.

John dün camı kırdı.

Mary rompió con su novio.

Mary, erkek arkadaşından ayrıldı.

Se me rompió el cargador.

Şarj aletim bozuldu.

- Rompió a llorar por la noticia.
- Ella rompió en llanto cuando supo la noticia.

Haber onu gözyaşlarına boğdu.

- Rompió la carta en cuanto la leyó.
- En cuanto leyó la carta la rompió.

O, mektubu okur okumaz onu yırttı.

- Enséñame la piedra que rompió la ventana.
- Mostrame la piedra que rompió la ventana.

Pencereyi kıran taşı bana göster.

- Fue él quien rompió la ventana ayer.
- Él fue quien ayer rompió la ventana.

- Dün camı kıran oydu.
- Dün pencereyi kıran oydu.

Él se rompió la pierna esquiando.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Ella rompió la carta en pedazos.

O, mektubu parçaladı.

Quisiera averiguar cómo se rompió esto.

Bunun nasıl kırıldığını öğrenmek istiyorum.

Por fin rompió con esa mujer.

Sonunda o kadınla ilişkiyi bitirdi.

El vaso se rompió en pedazos.

Bardak parçalara ayrıldı.

Tom rompió la ventana a propósito.

Tom kasten camı kırdı.

Tom sabe quién rompió la ventana.

Tom pencereyi kimin kırdığını biliyor.

Nuestro vecino se rompió una costilla.

Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.

Ella rompió la ventana a propósito.

O, pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

Tom se rompió las dos piernas.

Tom iki bacağını da kırdı.

Fue Tom quien rompió la ventana.

Camı kıran Tom'du.

- No se rompió.
- No se quebró.

Kırmadı.

Ella rompió una jarra por torpeza.

- Sakarlık yüzünden bir vazo kırdı.
- Beceriksizlik yüzünden bir vazo kırdı.

Ésta es la ventana que rompió.

Onun kırdığı bu penceredir.

La noticia le rompió el corazón.

Haber onun kalbini kırdı.

- Mi bolsa de la compra se rompió.
- Se me rompió la bolsa de la compra.

Alışveriş çantam kırıldı.

Se rompió el cuello en el accidente.

Kazada boynunu kırdı.

La cuerda se rompió al tensarse demasiado.

Halat baskı altında kırıldı.

Rompió a llorar en cuanto me vio.

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

El silencio se rompió con un grito.

Sessizlik bir çığlık ile bozuldu.

El picaporte de la puerta se rompió.

Kapı kolu kırık.

Su matrimonio se rompió el año pasado.

Evlilikleri geçen yıl bitti.

Fue ayer cuando Jake rompió la ventana.

Jake bu pencereyi dün kırdı.

¿Quién piensas tú que rompió la ventana?

Camı kimin kırdığını düşünüyorsun?

Tomás le rompió la taza a María.

Tom Mary'nin kupasını kırdı.

Dejó caer la copa y se rompió.

O, kupayı düşürdü ve kırdı.

Uno de los niños rompió el candado.

Çocuklardan biri kilidi kırdı.

Esta es la ventana que él rompió.

Bu onun kırdığı penceredir.

Tom accidentalmente rompió su pantalla del teléfono.

Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.

- Se rompió el brazo izquierdo.
- Él se quebró el brazo izquierdo.
- Él se rompió el brazo izquierdo.

O, sol kolunu kırdı.

- Él rompió la ventana a propósito.
- Él ha roto la ventana intencionadamente.
- Él rompió una ventana a propósito.

O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

El colectivo se rompió al final del puente.

Otobüs köprünün bir ucunda bozuldu.

El caballo se rompió el cuello al caerse.

Düşen at boynunu kırdı.

- Él batió el record.
- Él rompió el récord.

O, rekoru kırdı.

Joan rompió su brazo izquierdo en el accidente.

Joan kazada sol kolunu kırdı.

Alguien rompió el candado y robó mi bicicleta.

Biri kilidi kırdı ve bisikletimi çaldı.

El jarrón que rompió es de mi tía.

Onun kırdığı vazo, halama ait.

Confundida por su descuidado error, rompió en llanto.

Dikkatsiz hatası tarafından kafası karıştığı için, gözyaşlarına gömüldü.

Tom es el chico que rompió la ventana.

Pencereyi kıran çocuk Tom.

Ella rompió el florero a propósito para molestarme.

Vazoyu beni rahatsız etmek için kasten kırdı.

Tom es el que rompió la ventana ayer.

- Tom dün camı kıran kişidir.
- Dün pencereyi kıran Tom'dur.

- Tom rompió con Mary.
- Tom cortó con Mary.

Tom, Mary ile ayrıldı.