Examples of using "Rompió" in a sentence and their turkish translations:
Bunu kim kırdı?
Çamaşır makinem bozuldu.
- Bardak kırıldı.
- Cam kırıldı.
Tony onu bozdu.
Gözyaşlarına boğuldu.
Onu kim kırdı?
Şişem kırıldı.
O, pencereyi ne zaman kırdı?
Kız camı kırdı.
Kız pencereyi kırdı.
Tom pencereyi kırdı.
Saat bozuldu.
Tom gözyaşlarına boğuldu.
Bu masa Tony tarafından kırıldı.
Kulplu bardağı kim kırdı?
Biri pencereyi kırdı.
O gözyaşlarına boğuldu.
O, kuralları çiğnedi.
O, kuralları çiğnedi.
Tom kuralları çiğnedi.
Tom gözlüğünü kırdı.
- Tom sözünü tutmadı.
- Tom sözünden döndü.
- Tom sözünü yerine getirmedi.
Kahve makinesini kim kırdı?
- Tom rekoru kırdı.
- Tom plağı kırdı.
John pencereyi kırdı.
Bu pencere kim tarafından kırıldı?
- O, pencereyi kırdı.
- Pencereyi kırdı.
- Camı kırdı.
Radar bozuldu.
O bir pencere kırdı.
Tom üç tane tabak kırdı.
Ayna kırıldı.
O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.
- Kız camı kırdı.
- Kız pencereyi kırdı.
Hırsız pencereyi kırdı.
Şarkıcı pencereleri kırdı.
O kalbimi kırdı.
Burnumu kırdı!
Kasıtlı olarak vazoyu kırdı.
Tom burnumu kırdı.
Pencereyi dün kim kırdı?
Kız gözyaşlarına boğuldu.
Tom onun burnunu kırdı.
Bir de fincan kırdı.
Jake bu pencereyi dün kırdı.
John dün camı kırdı.
Mary, erkek arkadaşından ayrıldı.
Şarj aletim bozuldu.
Haber onu gözyaşlarına boğdu.
O, mektubu okur okumaz onu yırttı.
Pencereyi kıran taşı bana göster.
- Dün camı kıran oydu.
- Dün pencereyi kıran oydu.
Kayak yaparken bacağını kırdı.
O, mektubu parçaladı.
Bunun nasıl kırıldığını öğrenmek istiyorum.
Sonunda o kadınla ilişkiyi bitirdi.
Bardak parçalara ayrıldı.
Tom kasten camı kırdı.
Tom pencereyi kimin kırdığını biliyor.
Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.
O, pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Tom iki bacağını da kırdı.
Camı kıran Tom'du.
Kırmadı.
- Sakarlık yüzünden bir vazo kırdı.
- Beceriksizlik yüzünden bir vazo kırdı.
Onun kırdığı bu penceredir.
Haber onun kalbini kırdı.
Alışveriş çantam kırıldı.
Kazada boynunu kırdı.
Halat baskı altında kırıldı.
- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Sessizlik bir çığlık ile bozuldu.
Kapı kolu kırık.
Evlilikleri geçen yıl bitti.
Jake bu pencereyi dün kırdı.
Camı kimin kırdığını düşünüyorsun?
Tom Mary'nin kupasını kırdı.
O, kupayı düşürdü ve kırdı.
Çocuklardan biri kilidi kırdı.
Bu onun kırdığı penceredir.
Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı.
O, sol kolunu kırdı.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
Otobüs köprünün bir ucunda bozuldu.
Düşen at boynunu kırdı.
O, rekoru kırdı.
Joan kazada sol kolunu kırdı.
Biri kilidi kırdı ve bisikletimi çaldı.
Onun kırdığı vazo, halama ait.
Dikkatsiz hatası tarafından kafası karıştığı için, gözyaşlarına gömüldü.
Pencereyi kıran çocuk Tom.
Vazoyu beni rahatsız etmek için kasten kırdı.
- Tom dün camı kıran kişidir.
- Dün pencereyi kıran Tom'dur.
Tom, Mary ile ayrıldı.