Examples of using "Jarrón" in a sentence and their turkish translations:
- Bu bir vazo.
- Bu bir vazodur.
Vazoyu kim kırdı?
Çocuk vazoyu kırdığını itiraf etti.
Vazoyu iki elinle tut.
Onun kırdığı vazo, halama ait.
Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi.
Islak vazo masada bir iz bıraktı.
Kavanoz yere çarptığında paramparçaydı.
O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
"Neden benim vazomu kırdın?" "Kısasa kısas."
Çiçekleri Ana'nın hediye ettiği vazoya koyacağım.
Vazodaki çiçekler soldu.
Vazoya daha fazla su koymalısın.