Examples of using "Tía" in a sentence and their turkish translations:
Teyzeciğim kötü hissediyor.
Onun teyzesi genç görünüyor.
Teyzen ne iş yapar?
Teyzem genç görünüyor.
Hala, bu Tom.
Halasının üç kedisi vardır.
Teyzemin üç çocuğu var.
Teyzem bana çiçek verdi.
Teyzem bana çiçek getirdi.
Onun teyzesi Avustralya'da yaşıyor.
Teyzemin üç çocuğu vardı.
O, teyzesi ile yaşıyordu.
O, teyzesinin evinde kaldı.
Halam bana bir albüm verdi.
Teyzem New York'ta yaşıyor.
Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.
O, teyzesine benzer.
Teyzem yarın Tokyo'ya geliyor.
Teyzeme mektup gönderdim.
Teyzem öleli iki yıl oldu.
Teyzem New York'ta oturuyor.
Dün teyzesini ziyaret etti.
Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.
Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.
Bir gün teyzemi ziyaret ettim.
O, teyzesi tarafından yetiştirildi.
- Teyzem beş çocuk yetiştirdi.
- Halam beş çocuk yetiştirdi.
- Mary Tom'un teyzesi.
- Mary, Tom'un halasıdır.
Yoko teyze çalışmak için çok zayıf.
Amcamın karısı benim halam.
Teyzem bana iyi kahvenin nasıl yapılacağını gösterdi.
- Osaka'da yaşayan bir teyzem var.
- Osaka'da yaşayan bir halam var.
Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşur.
- Teyzem akciğer kanserinden öldü.
- Halam akciğer kanserinden öldü.
Teyzem annemden daha yaşlıdır.
Teyzemle özel bir ilişkim var.
- Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşabilir.
- Halam hem Çince hem de İngilizce konuşabilir.
O, teyzesine benzer.
Teyzem Somali'den. O, Somalili.
Akiko'nun adı Hana olan bir teyzesi var.
Onun kırdığı vazo, halama ait.
Halam, babamın kız kardeşidir.
Babamın kız kardeşi benim halamdır.
Annemin kız kardeşi benim teyzemdir.
Los Angeles'ta yaşayan bir teyzem var.
- Amcam ve halam Fransa'da yaşıyor.
- Dayım ve teyzem Fransa'da yaşıyor.
Teyzem bana iyi kahvenin nasıl yapılacağını gösterdi.
Annem halamla iyi anlaşır.
Teyzem gazete okurken gözlük takar.
- Teyzem Noel için bana bir kitap verdi.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Halam Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.
Onlar teyzelerinin hastalığından üzüntü duyuyorlardı.
Bu bebek teyzemden bir hediye.
Telefonda onu teyzesi ile konuşturdum.
Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.
Teyzem bana sanki bir çocukmuşum gibi davranır.
Köpeğine gündüz halası bakıyor.
Yaz için halamlarda kalıyorum.
Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
Teyzemle Kyoto'da kalmayı tasarlıyorum.
Taktığım kolyeyi bana teyzem verdi.
Amca ve teyzesini ziyaret etti.
Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.
Halanın evinde ne kadar kalacaksın?
Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.
Tom'un cezaevinde bir teyzesi var.
- Geceyi teyzesinin evinde geçirdi.
- Geceyi halasının evinde geçirdi.
Teyzemin kocasının yeğeni ile evlenebilir miyim?
Yaz tatilini teyzemin evinde geçirdim.
Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
Üç gün teyzemin evinde kaldım.
Teyzem tüm giderleri ödenmiş Hawaii turu kazandı.
Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.
O, çocuklarını teyzesinin bakımında bıraktı.
Teyzem hayatı boyunca iyi sağlığın tadını çıkardı.
- O, halasını görmek için Paris'e gitti.
- O, teyzesini görmek için Paris'e gitti.
Sen onu benim külahıma anlat!
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
Teyzem onu ziyaret ettiğimde bir haftadır hastanedeydi.
Auntie Mame ''Hayat bir ziyafettir'' demişti,
Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
Teyzesinin elmalı turtası lezzetliydi, bu yüzden o ikinci bir porsiyon aldı.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.