Translation of "Infancia" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Infancia" in a sentence and their turkish translations:

Tuve una infancia horrible.

- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.

Recuerdo bien mi infancia.

- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.

Ella tuvo una infancia feliz.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

Ella tuvo una infancia difícil.

Zor bir çocukluğu vardı.

Tom tuvo una infancia feliz.

Tom'un mutlu bir çocukluğu vardı.

Yo tuve una infancia feliz.

Benim mutlu bir çocukluğum vardı.

- Conozco a Tom desde la infancia.
- Yo conozco a Tom desde la infancia.

Tom'u çocukluktan beri bilirim

Y me inspiré en mi infancia

Çocukluğumdan

Esta canción me recuerda mi infancia.

O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Conozco a Tom desde la infancia.

Tom'u çocukluktan beri bilirim

Mi infancia fue más que feliz.

Benim bebekliğim ayrı bir mutluluktu..

Sí, somos amigos desde la infancia.

Evet, biz çocukluğumuzdan beri arkadaşız.

- Ella tuvo una niñez feliz.
- Ella tuvo una infancia alegre.
- Ella tuvo una infancia feliz.

Onun mutlu bir çocukluğu vardı.

Algunos de los recuerdos de mi infancia.

sizinle paylaşayım.

Durante mi infancia, me sentía muy argentina,

Çoucukluğum süresince gayet Arjantinli hissediyordum

De todos modos volvamos a nuestra infancia

neyse artık dönelim çocukluğumuza

Te contaré otro evento sobre nuestra infancia.

başka bir olay daha anlatacağım çocukluğumuzla ilgili

Esta fotografía me recuerda a mi infancia.

Bu fotoğraf bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Esta canción me recuerda a mi infancia.

Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

¿Cuál es tu recuerdo de infancia favorito?

En sevdiğin çocukluk anın nedir?

Tom no habla nunca de su infancia.

Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.

Pero definitivamente recuerdas esta escena de tu infancia

ama mutlaka çocukluğunuzdan şu sahneyi hatırlarsınız

Esto nos ha sido impuesto desde nuestra infancia

çocukluğumuzdan beri bu bize empoze edildi

Pero lo que hemos sabido desde la infancia

ama bizim çocukluğumuzdan beri bildiğimiz şey ne

La canción siempre me recuerda a mi infancia.

Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.

Esa canción siempre me recuerda a mi infancia.

Şarkı her zaman çocukluğumu hatırlatır.

Soy un amigo de la infancia de Tom.

Ben Tom'un çocukluk arkadaşıyım.

Me gustaría volver a mi infancia de nuevo.

Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.

Una enfermedad en la infancia la dejó ciega.

Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.

Los "amigos de la infancia" me dan miedo.

"Çocukluk arkadaşları" beni korkutuyor.

En mi infancia prefería el béisbol al fútbol.

Çocukluğumda beyzbolu futbola tercih ederdim.

¿Hay alguna canción que te recuerde tu infancia?

Sana çocukluğunu hatırlatan bir şarkı var mı?

- Tom quería que Mary le contara sobre su infancia.
- Tom quería que Mary le contara acerca de su infancia.

Tom Mary'den ona çocukluğundan bahsetmesini istedi.

Yo me acuerdo a menudo de mi feliz infancia.

Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.

A menudo rememoro los felices recuerdos de mi infancia.

Mutlu çocukluk anılarımı sık sık anımsarım.

Y al haber perdido a un amigo de la infancia,

bir çocukluk arkadaşımı,

Así que este fue el mejor juego de nuestra infancia

yani çocukluğumuzun en güzel oyunu buydu

Su infancia infeliz afectó a su visión de la vida.

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

- Me recuerda a mi niñez.
- Me recuerda a mi infancia.

O bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Tom se enamoró de Mary, su amiga de la infancia.

Tom çocukluk arkadaşı olan Mary'ye âşık oldu.

Ésta es la casa donde el poeta pasó su infancia.

Bu, şairin çocukluğunda yaşadığı evdir.

Vivieron grandes traumas en la vida, sobre todo en la infancia.

genellikle çocukluk döneminde travma yaşadıklarını anlattı.

Hemos pasado de los cuatro canales de TV de mi infancia,

Çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan

Yumiko se casó en junio con un amigo de la infancia.

Geçen Haziran Yumiko, bir çocukluk arkadaşıyla evlendi.

Mi mamá me hizo comer zanahorias cada día de mi infancia.

Annem çocukluğumda bana her gün havuç yedirirdi.

Los primeros 40 años de la infancia son los más difíciles.

Çocukluğun ilk kırk yılı en zorudur.

No puedo ver esta foto sin que me recuerde mi infancia.

Çocukluğumu hatırlamadan bu resmi göremiyorum.

En mi infancia yo solía venir aquí, mirar alrededor y pensar.

Çocukluğumda buraya gelip etrafa bakınıp düşünürdüm.

Hay un pasadizo secreto en mi mente que conduce a mi infancia.

Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.

Lo que significa que si Ud. es hombre y tuvo una infancia traumática,

Yani bir erkeksen ve sorunlu bir çocukluk yaşamışsan,

Los problemas surgen como resultado de traumas o abusos experimentados por la infancia

kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar

Ahora un juego que muchos de mis compañeros en mi infancia no sabían 3 piedras

şimdi benim çocukluğumdaki akranlarımın bile birçoğunun bilmediği bir oyun 3 taş

Mi infancia transcurrió en la costa rocosa, la zona intermareal y el bosque de algas kelp.

Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.

- ¿Sabes tú algo acerca de la niñez de Tom?
- ¿Sabéis algo acerca de la infancia de Tom?

- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musun?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?

Casi toda mi infancia la pasé en los estanques de rocas, buceando en el bosque de algas kelp.

Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.

La maternidad y la infancia tienen derecho a cuidados y asistencia especiales. Todos los niños, nacidos de matrimonio o fuera de matrimonio, tienen derecho a igual protección social.

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.