Examples of using "Ilumina" in a sentence and their turkish translations:
Gün ışığı ortalığı aydınlatır, acılar da ruhu.
...ve yüzey sularını aydınlatıyor.
Ay, yolu aydınlatıyor.
Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
Gün doğumu kemerin alt tarafını turuncuyla aydınlatır
Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.
Amerika Birleşik Devletleri özgürlük idealleri ile dünyayı aydınlatan bir ülkedir. Siyasi cinayetler, askeri darbeler, işgaller, bombalama ve işkence bütün dünyayı daha iyi bir yer yapmak için Amerika Birleşik Devletleri tarafından yürütülmektedir.