Translation of "Miren" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Miren" in a sentence and their turkish translations:

Pero miren esto. ¡Miren!

Ama aslında baksanıza!

¡Miren!

Bakın!

Aguarden. Miren. Miren todas esas moscas.

Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Miren eso.

Şuna bakın.

Aguarden. Miren.

Durun. Baksanıza.

Miren, todo...

Şunlara bakın...

¡Sí, miren!

Evet, baksanıza!

¡Miren eso!

Şuna bakın!

Ratas. ¡Miren!

Sıçanlar. Bakın!

¡Vaya, miren!

Vay canına, Baksanıza!

¡Miren, lapas!

Baksanıza, deniz minareleri!

¡Cielos, miren!

Tanrım, bakın!

Ay, miren.

Tanrım, baksanıza.

¡Miren esto!

Şuna bakın!

Miren esto.

Şuna bakın.

¡Miren! Funcionó.

Şuna bakın! İşe yaradı.

Miren este.

Şuna bakın.

Vaya, miren esto.

Vay canına, şuna bakın.

Vaya. Miren esto.

Bakın. Şuna baksanıza.

Miren esta parte,

Şu bölgeye baksanıza.

Miren, un claro.

Tamam, bakın burası açıklık.

Miren los huevos.

Bakın, küçük yumurtalar.

Sí, miren esto.

Evet, baksanıza.

Miren a este. 

Şuna baksanıza.

Miren, por aquí.

Bakın, burada.

Miren por aquí.

Buraya bakalım.

¡Miren, unos hongos!

Bakın, mantarlar!

¡Miren, un águila!

Bakın, kartal orada!

¡Miren por aquí!

Buraya bakalım.

Miren, herramientas viejas.

Hey, bakın. Eski aletler var.

Sí, miren, herramientas.

Evet, bakın, tüm aletler burada.

Miren, una bifurcación.

Bakın, tünelde bir çatal var.

Miren. ¿Ven eso?

Görüyor musunuz?

Miren todo esto.

Vay canına, şunlara baksanıza.

¡Miren, una ruta!

Bakın, bir yol görünüyor!

Eso es. Miren.

İşte böyle, bakın.

Miren este lugar.

Şuraya baksanıza.

Miren, quiebro esto

Bakın, böyle kırıyorsunuz.

Miren, una tarántula.

Bakın, bir tarantula.

Miren, eso es.

Bakın, işte.

Y miren eso.

Şuna bakın.

Miren esta fruta.

Bu meyveyi al.

Miren de nuevo.

Tekrar bakın.

Miren, es empinado.

Baksanıza, burası çok dik.

¡Ay, no! Miren.

Olamaz, durun. Bakın.

Miren esas fotos.

Bu resimlere bak.

Miren ese humo.

Şu dumana bakın.

Miren, y también, un halo de luz allí arriba. ¡Miren!

Bakın, orada bir ışık demeti de var, bakın!

Miren, allí viene uno.

Bakın, bir tane geliyor.

Miren. Cuidado con ella.

Baksanıza. Biraz dikkatli olmalıyız.

¡Cielos, miren, un águila!

Tanrım, bakın, bir kartal!

Miren, esto va alrededor.

Bakın, bu böyle dönüyor.

Miren, todo está empapado.

Baksanıza, her şey sırılsıklam.

¡Sí, miren, es negro!

Evet, bakın, siyah.

Miren, un pequeño abeto.

Bakın, küçük bir köknar ağacı.

Como este amigo. Miren.

Aynı bunun gibi, bakın.

Miren esos pequeños vellos.

Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.

Vaya, miren este lugar.

Vay canına, şuraya bakın.

Aún está vivo. Miren.

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

Miren, aquí hay uno.

Bakın, burada bir tane var.

Ay, no. Miren esto.

Olamaz, şuna bakın.

Sí, miren, aquí están.

Evet, bakın. Burada.

Miren a dónde volvimos.

Nereye döndüğümüze bakın.

Solo... Miren, está empeorando.

Artık sadece... Baksanıza, kötüleşiyor.

Es decir, miren alrededor.

Çevrenize bir bakın.

- No miréis.
- No miren.

Bakma.

¡Miren! ¡Una cucaracha voladora!

Bak! Uçan bir hamam böceği!

Miren, allí hay un carrito.

Bakın, orada bir el arabası var.

Está a 12 m. Miren.

Sadece 10 metre ilerimizde, bakın.

Es una gran serpiente, miren.

Büyük bir yılan, baksanıza.

¡Miren eso! ¡Qué hez enorme!

Şuna bakın! Bu büyük bir kaka!