Examples of using "Miren" in a sentence and their turkish translations:
Ama aslında baksanıza!
Bakın!
Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?
Şuna bakın.
Durun. Baksanıza.
Şunlara bakın...
Evet, baksanıza!
Şuna bakın!
Sıçanlar. Bakın!
Vay canına, Baksanıza!
Baksanıza, deniz minareleri!
Tanrım, bakın!
Tanrım, baksanıza.
Şuna bakın!
Şuna bakın.
Şuna bakın! İşe yaradı.
Şuna bakın.
Vay canına, şuna bakın.
Bakın. Şuna baksanıza.
Şu bölgeye baksanıza.
Tamam, bakın burası açıklık.
Bakın, küçük yumurtalar.
Evet, baksanıza.
Şuna baksanıza.
Bakın, burada.
Buraya bakalım.
Bakın, mantarlar!
Bakın, kartal orada!
Buraya bakalım.
Hey, bakın. Eski aletler var.
Evet, bakın, tüm aletler burada.
Bakın, tünelde bir çatal var.
Görüyor musunuz?
Vay canına, şunlara baksanıza.
Bakın, bir yol görünüyor!
İşte böyle, bakın.
Şuraya baksanıza.
Bakın, böyle kırıyorsunuz.
Bakın, bir tarantula.
Bakın, işte.
Şuna bakın.
Bu meyveyi al.
Tekrar bakın.
Baksanıza, burası çok dik.
Olamaz, durun. Bakın.
Bu resimlere bak.
Şu dumana bakın.
Bakın, orada bir ışık demeti de var, bakın!
Bakın, bir tane geliyor.
Baksanıza. Biraz dikkatli olmalıyız.
Tanrım, bakın, bir kartal!
Bakın, bu böyle dönüyor.
Baksanıza, her şey sırılsıklam.
Evet, bakın, siyah.
Bakın, küçük bir köknar ağacı.
Aynı bunun gibi, bakın.
Bakın, şu küçük tüyleri görüyorsunuz.
Vay canına, şuraya bakın.
Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.
Bakın, burada bir tane var.
Olamaz, şuna bakın.
Evet, bakın. Burada.
Nereye döndüğümüze bakın.
Artık sadece... Baksanıza, kötüleşiyor.
Çevrenize bir bakın.
Bakma.
Bak! Uçan bir hamam böceği!
Bakın, orada bir el arabası var.
Sadece 10 metre ilerimizde, bakın.
Büyük bir yılan, baksanıza.
Şuna bakın! Bu büyük bir kaka!