Examples of using "Haya" in a sentence and their turkish translations:
O bir yalan söylemiş olabilir.
Başkaları olabilir.
Belki hâlâ zaman var.
O onu görmüş olabilir.
Pek faydası olmadı.
Acele etmeye gerek yok gibi görünüyor.
Herhangi bir yanlış anlama olmasını istemiyorum.
Dün gece yağmur yağmış olabilir.
Üşütmüş olabilirim.
O, onu yaptığını inkar ediyor.
teknolojideki en hızlı devrimi gerçekleştiriyorlar.
Bitki yetiştirmiş herkes
o ortamla aranda hiçbir engel bulunmaması çok yardımcı oluyor.
Ev ödevimi yaptığımda, geleceğim.
- Umudun olduğu sürece, bir şans vardır.
- Umudun olduğu sürece bir şans kalır.
Ona bir şey olmuş olabilir.
Tom hasta olmuş olabilir.
Belki de treni kaçırdı.
Ben onun duygularını incitmiş olabilirim.
O, zaten yola çıkmış olabilir.
Bunda doğruluk payı olabilir.
Ne yapılması gerekiyorsa yap.
Yeterince var olduğundan emin olmak istiyorum.
Onun korktuğunu sanmıyorum.
Onu görmüş olabilir.
Treni kaçırmış olmalı.
Belki onu gördü.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
- Hayat varken umut var.
O günlerce yemek yememiş olabilir.
mükemmelliği kutlamaya değer buluyoruz?
Doktor böyle söylemiş olabilir.
Umarım kaza geçirmemiştir.
Tom'un sana yalan söylemiş olması mümkündür.
O, mektubu okumuş olabilir.
Burada bir doktor olduğunu sanmıyorum.
Onu alanın başka biri olduğuna memnun oldum.
Seni dinlediğime inanamıyorum.
Beğendiğine sevindim.
Tom onu zaten yapmış olabilir.
Onunla bir yerde karşılaşmış olabilirim.
Bunun çok fazla sorun olmadığını umuyorum.
Umarım çok üzücü değildi.
Aşırı tepki göstermiş olabilirim.
Belki evde başka biri vardır.
Kaçırdığım başka bir şey var mı?
Herhangi birinin onu söylediğinden şüphe ediyorum.
Belki Tom seni duymadı.
Belki Tom bizi görmedi.
Ben o artık gittiğine inanamıyorum.
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
Gürültülü olmayan parka gidelim.
Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.
Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.
Umarım Tom bunu yapmaz.
Umarım kimse seni takip etmemiştir.
Bunun iyi gideceğini umuyorum.
hiç sosyal medya hesabım olmamasına rağmen,
veya feminizmin artık gündemden düştüğüne inanmıyorum.
O ihtiyarlar gibi para biriktirmek
bir toplumda yaşamak istiyorum,
Her zamanki otobüsünü kaçırmış olabilir.
Bu tehlike geçti anlamına gelmez.
Nancy, bu kitabı okumuş olamaz.
Son treni kaçırmış olabilir.
- Onun henüz gelmemiş olması tuhaf.
- Onun hala gelmemiş olması garip.
Postacının henüz gelmemesi tuhaf.
Onun sınavı geçtiğine memnun oldum.
Çok genç ölmesi üzücü.
Bunu benim için yaptığına inanamıyorum.
Tom gelmediği için şanslısın.
Dün yağmur yağmadığı için şanslısın.
Tom'un aramadığına inanamıyorum.
Belki yapabileceğim bir şey var.
Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.
Tom'un seni davet ettiğine memnun oldum.
Tom'un Mary'yi öldürdüğünü düşünmüyoruz.
Onun akıllıca bir karar olduğunu sanmıyorum.
Korkarım fazla zaman yok.
Kazandığımı kabul edemiyorsun, değil mi?
O bana yalan söylemiş olabilir.
Belki Tom, Mary'yi görmedi.
Bir sorun olduğundan emin değilim.
Bir Tanrı olduğundan emin değilim.
Tom'un itiraf ettiğine inanamıyorum.
Keçua konuşmayı öğrendiğimde ne yapacağım?
Onun seni anlaması mümkün değil.
Muhtemelen bir yerlerde onu duydum.
Kutuda bir şey olduğunu sanmıyorum.
Umarım kimse senin buraya geldiğini görmedi.
Tom'un yasadışı bir şey yapmış olduğuna dair hiçbir kanıt yok.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- Hayat varken ümit vardır.
Riskleri dile getirmememiz gerektiğini,
Dana'nın bu tarafa gelmesi çok mantıklı olurdu.
İşte başlıyoruz. Bunun kötü bir karar olmamasını umalım.