Translation of "Facilidad" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Facilidad" in a sentence and their turkish translations:

- Te rindes con demasiada facilidad.
- Se rinden con demasiada facilidad.

Çok kolay vazgeçersin.

Se enfada con facilidad.

O, kolayca öfkelenir.

Él mentía con facilidad.

O kolayca yalan söyledi.

Distinguir eso con bastante facilidad.

anlayabilirsiniz .

Descubrimos la contraseña con facilidad.

Şifreyi kolayca çözdük.

El avión despegó con facilidad.

Uçak kolayca kalkış yaptı.

Ella lo hizo con facilidad.

O onu kolayca yaptı.

Encontraron el hotel con facilidad.

Onlara bir otel bulmak kolaydı.

Yo me resfrío con facilidad.

Kolayca nezle olurum.

Resolvió el problema con facilidad.

- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.

Él se resfría con facilidad.

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

Tom lo hizo con facilidad.

Tom onu kolayca yaptı.

Tom aprende idiomas con facilidad.

Tom'un yabancı dil edinimi için bir tesisi var.

Tom se resfría con facilidad.

Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

Tom se cansa con facilidad.

Tom kolayca yorulur.

Tom se enfada con facilidad.

Tom kolayca sinirlenir.

Mis ojos se cansan con facilidad.

Gözlerim çok kolay yorulur.

Ella hizo el trabajo con facilidad.

İşi kolaylıkla yaptı.

Ella solucionó el acertijo con facilidad.

O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.

Él ganó la carrera con facilidad.

O kolaylıkla yarışı kazandı.

Él resolvió el crucigrama con facilidad.

O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.

El cristal se rompe con facilidad.

Cam kolayca kırılır.

Ella terminó el trabajo con facilidad.

O, kolaylıkla işi bitirdi.

Contra todo pronóstico, ganaron con facilidad.

Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.

Él pierde el temperamento con facilidad.

O kolayca kontrolünü kaybeder.

Él se resfría con enorme facilidad.

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

Ella resolvió el problema con facilidad.

Kolayca sorunu çözdü.

Esta carne se corta con facilidad.

Bu et kolayca kesiliyor.

Su piel se quema con facilidad.

Onun cildi kolayca yanar.

Tom no es sorprendido con facilidad.

Tom kolayca şaşırmaz.

Sangro con facilidad cuando me corto.

Kesildiğim zaman kolayca kanarım.

La leche se pone agria con facilidad.

Süt kolayca ekşir.

El plástico no se rompe con facilidad.

Plastik kolayca kırılmaz.

Él resolvió con facilidad todos esos problemas.

Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.

Ella montó el caballo con mucha facilidad.

O, kolayca ata bindi.

Él resolvió el difícil problema con facilidad.

O, zor problemi kolayca çözdü.

Él me sorprendió al levantarme con facilidad.

O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.

Ella pudo resolver el problema con facilidad.

Problemi kolaylıkla çözebildi.

La gente les puede diferenciar con facilidad.

İnsanlar onlar arasındaki farkı kolaylıkla söyleyebilirler.

Él pudo resolver el problema con facilidad.

- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Problemi kolayca çözebildi.

El queso no se digiere con facilidad.

- Peynirin sindirimi kolay değil.
- Peynir kolayca sindirilmez.

Un bebé recién nacido se enferma con facilidad.

Yeni doğan bir bebek kolayca hastalanır.

Ella no se dará por vencido con facilidad.

- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.

Él se enfada con facilidad hoy en día.

O bugünlerde kolayca kızar.

- Él se cansa fácilmente.
- Se cansa con facilidad.

O kolayca yorulur.

Tom no se rinde con facilidad, ¿o sí?

Tom kolay pes etmez, değil mi?

- Yo no lloro fácilmente.
- No lloro con facilidad.

Kolay kolay ağlamam.

Por lo que cortará el cactus con mayor facilidad.

Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.

Puedo tocarme los dedos de los pies con facilidad.

Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.

- Se enfada con facilidad.
- Él se molesta muy fácilmente.

O çok kolay kızar.

Deberías ser capaz de leer este libro con facilidad.

Bu kitabı kolaylıkla okuyabilmelisin.

Nos sorprendió la facilidad con la que contestó la pregunta.

Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.

- Él resolvió el problema fácilmente.
- Resolvió el problema con facilidad.

- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
- Sorunu kolaylıkla halletti.
- Problemi kolaylıkla halletti.

- Él se enfurece con rapidez.
- Él pierde el temperamento con facilidad.

O kolayca kontrolünü kaybeder.

Si no puedes explicarlo con facilidad, no lo has entendido todavía.

Onu kolaylıkla açıklayamıyorsan, onu hâlâ anlamıyorsun.

Este camino es tan amplio, que los buses pueden pasar con facilidad.

Bu yol o kadar geniş ki, otobüsler kolayca geçebilir.

Ten cuidado con lo que dices, puesto que se enfada con facilidad.

Ne dediğine dikkat et, zira o kolayca sinirlenir.

Ella se pierde con mucha facilidad. No tiene ningún sentido de la orientación.

O gerçekten kolayca kaybolur. Onun yön duygusu yok.

Los chicos hacen promesas con mucha facilidad pero las olvidan de igual modo.

Erkekler çok kolay söz verirler fakat onları kolay unuturlar.

Este aparato hizo posible transformar el agua de mar en agua potable con facilidad.

Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.

Es genial como las motocicletas pasan con facilidad incluso a través de una congestión vehicular.

Motosikletler harika. Onlar yoğun trafikte bile kolayca ilerleyebilir.

- La máquina es tan delicada que se rompe fácilmente.
- La máquina es tan delicada que se avería con facilidad.

Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.

- Fue fácil para él resolver el problema.
- Él pudo resolver el problema con facilidad.
- Para él fue fácil resolver el problema.
- No le costó resolver el problema.

- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.

No importa qué instrumento musical quieras aprender a tocar, lo más importante es que, desde el principio, no cometas errores, porque los errores se quedan grabados en tu mente con mucha más facilidad que cualquier cosa que hagas correctamente.

Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.