Examples of using "Facilidad" in a sentence and their turkish translations:
Çok kolay vazgeçersin.
O, kolayca öfkelenir.
O kolayca yalan söyledi.
anlayabilirsiniz .
Şifreyi kolayca çözdük.
Uçak kolayca kalkış yaptı.
O onu kolayca yaptı.
Onlara bir otel bulmak kolaydı.
Kolayca nezle olurum.
- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Tom onu kolayca yaptı.
Tom'un yabancı dil edinimi için bir tesisi var.
Tom kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Tom kolayca yorulur.
Tom kolayca sinirlenir.
Gözlerim çok kolay yorulur.
İşi kolaylıkla yaptı.
O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
O kolaylıkla yarışı kazandı.
O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
Cam kolayca kırılır.
O, kolaylıkla işi bitirdi.
Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.
O kolayca kontrolünü kaybeder.
O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
Kolayca sorunu çözdü.
Bu et kolayca kesiliyor.
Onun cildi kolayca yanar.
Tom kolayca şaşırmaz.
Kesildiğim zaman kolayca kanarım.
Süt kolayca ekşir.
Plastik kolayca kırılmaz.
Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.
O, kolayca ata bindi.
O, zor problemi kolayca çözdü.
O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.
Problemi kolaylıkla çözebildi.
İnsanlar onlar arasındaki farkı kolaylıkla söyleyebilirler.
- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Problemi kolayca çözebildi.
- Peynirin sindirimi kolay değil.
- Peynir kolayca sindirilmez.
Yeni doğan bir bebek kolayca hastalanır.
- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.
O bugünlerde kolayca kızar.
O kolayca yorulur.
Tom kolay pes etmez, değil mi?
Kolay kolay ağlamam.
Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.
Ayak parmaklarıma kolayca dokunabilirim.
O çok kolay kızar.
Bu kitabı kolaylıkla okuyabilmelisin.
Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
- Sorunu kolaylıkla çözdü.
- Problemi kolaylıkla çözdü.
- Sorunu kolaylıkla halletti.
- Problemi kolaylıkla halletti.
O kolayca kontrolünü kaybeder.
Onu kolaylıkla açıklayamıyorsan, onu hâlâ anlamıyorsun.
Bu yol o kadar geniş ki, otobüsler kolayca geçebilir.
Ne dediğine dikkat et, zira o kolayca sinirlenir.
O gerçekten kolayca kaybolur. Onun yön duygusu yok.
Erkekler çok kolay söz verirler fakat onları kolay unuturlar.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
Motosikletler harika. Onlar yoğun trafikte bile kolayca ilerleyebilir.
Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.
- Sorunu kolaylıkla çözebildi.
- Onun sorunu çözmesi kolaydı.
Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.