Translation of "Estudia" in Turkish

- Estudia.
- Estudiad.
- ¡Estudia!

Çalış!

¡Estudia!

Çalış!

¿Estudia?

Çalışır mı?

- Ella estudia arduamente.
- Ella estudia duro.

O çok çalışır.

Estudia inglés, pero también estudia alemán.

O İngilizce okuyor ama ayrıca Almanca okuyor.

Estudia esperanto.

O Esperanto öğreniyor.

Estudia harto.

Sıkı çalış.

Estudia aquí.

Burada ders çalış.

Él estudia inglés, pero también estudia alemán.

İngilizce çalışır ama üstelik Almanca da çalışıyor.

El que sabe por qué estudia, estudia mejor.

Niçin öğrendiğini bilen daha iyi öğrenir.

- Mi amigo estudia coreano.
- Mi amiga estudia coreano.

Arkadaşım Korece öğreniyor.

- ¿Qué estudia el sovietólogo?
- ¿Qué estudia la sovietóloga?

- Bir Sovyetolojist ne çalışır?
- Bir Sovyetolojist ne araştırır?

¿Cuándo estudia Tony?

Tony ne zaman ders çalışıyor?

Ella estudia inglés.

O İngilizce çalışıyor.

Él estudia chino.

O Çince eğitimi görüyor.

Ella estudia matemáticas.

O matematik eğitimi alıyor.

Tom estudia francés.

Tom Fransızca çalışır.

Estudia estas frases.

Bu cümleleri çalışın.

Él todavía estudia.

O hâlâ okuyor.

Él siempre estudia duro.

O her zaman çok çalışır.

Mónica sí estudia mucho.

Monika çok ders çalışıyor.

Mónica no estudia mucho.

Monica çok ders çalışmaz.

Él estudia lingüística computacional.

Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.

¿Estudia aquí tu hermana?

- Kız kardeşin orada çalışıyor mu?
- Kız kardeşin orada mı okuyor?

Él estudia muy duro.

Sıkı çalışıyor.

Estudia harto y triunfarás.

- Sıkı çalış ve başaracaksın.
- Sıkı çalışırsan, başarırsın.

Estudia tanto como puedas.

- Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
- Elinden geldiğince çok çalış.

Tom estudia en Harvard.

Tom Harvard'da okuyor.

Él estudia la biblia.

O İncil okur.

Mi hijo estudia economía.

Oğlum ekonomi okuyor.

Él también estudia chino.

O da Çince öğreniyor.

Yumi estudia inglés arduamente.

Yumi İngilizceyi sıkı çalışır.

Ella también estudia chino.

O da Çince öğreniyor.

Estudia lo que quieras.

İstediğini çalış.

- Estudias inglés.
- Usted estudia inglés.

Sen İngilizce öğrenirsin.

Tony estudia después de cenar.

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır.

Él estudia en su escritorio.

O, masasında çalışıyor.

¿Tony estudia después de cenar?

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?

María estudia en su habitación.

Maria odasında çalışıyor.

Él no estudia lo suficiente.

O, yeterince çok çalışmaz.

No estudia tanto como antes.

Eskisi kadar çok çalışmaz.

Yana estudia astrofísica en Ekaterimburgo.

Yana, Yekaterinburg'da astrofizik okuyor.

Él estudia más que antes.

Eskisinden çok daha fazla çalışıyor.

Estudia inglés todos los días.

Her gün İngilizce çalış.

Él estudia día y noche.

O, gece gündüz çalışır.

Él estudia la literatura contemporánea.

Çağdaş edebiyat okuyor.

Ella siempre estudia escuchando música.

Her zaman müzik dinlerken çalışır.

Él estudia la literatura japonesa.

O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.

Tom estudia después de cenar.

Tom akşam yemeğinden sonra ders çalışır.

- Él estudia la historia de América.
- Él estudia la historia de Estados Unidos.

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

- El inglés se estudia en China también.
- El inglés también se estudia en China.

İngilizce de Çin'de öğreniliyor.

Estudia mucho, y aprobarás el examen.

Sıkı çalışırsan sınavı geçeceksin.

Ella estudia inglés todos los días.

O, her gün İngilizce çalışır.

El señor Smith estudia historia china.

Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.

¿Tom estudia francés en la escuela?

Tom okulda Fransızca mı öğreniyor?

- Tom aprende francés.
- Tom estudia francés.

Tom Fransızca öğreniyor.

¿ (Él) Estudia inglés todos los días?

O, her gün İngilizce çalışır mı?

Tom estudia francés todos los días.

Tom her gün Fransızca çalışır.

Estudia más de ahora en adelante.

Bundan sonra daha sıkı çalış.

En China también se estudia esperanto.

Çin'de onlar da Esperanto öğreniyorlar.

Él estudia francés y diseño web.

O Fransızca ve web tasarımı okuyor.

Marie estudia siempre dos horas al día.

Mary, her zaman günde iki saat çalışır.

Paul estudia con mucho ahínco estos días.

Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.

Carol estudia español desde hace tres años.

Carol üç yıldır İspanyolca eğitimi yapmaktadır.

El inglés también se estudia en China.

İngilizce de Çin'de öğreniliyor.

¿Cuántas horas al día estudia francés Tom?

Tom günde kaç saat Fransızca çalışır?

Mi tío estudia inglés en la universidad.

Amcam üniversitede İngilizce eğitimi alıyor.

Tom no estudia tanto como solía hacerlo.

Tom eskisi kadar çok çalışmıyor.

Estudia astronomía, o la ciencia de las estrellas.

O astronomi ya da yıldızların bilimini okur.

- Mi amigo estudia coreano.
- Mi amiga estudia coreano.
- Mi amigo está estudiando coreano.
- Mi amigo está estudiando la lengua coreana.

- Arkadaşım Korece öğreniyor.
- Arkadaşım Korece eğitimi alıyor.

Uno de los niños estudia, pero los otros juegan.

Çocuklardan biri ders çalışıyor ama diğerleri oyun oynuyor.

- Él estudia chino.
- Está estudiando chino.
- Él aprende chino.

O Çince öğreniyor.

- Mi amigo estudia coreano.
- Mi amiga está estudiando coreano.

Arkadaşım Korece öğreniyor.

Jim estudia tan duro como lo hace su hermano.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

- Mi amigo estudia coreano.
- Mi amigo está estudiando coreano.

Arkadaşım Korece öğreniyor.

Como psicóloga que estudia cómo la gente crea su futuro,

İnsanların geleceklerini nasıl şekillendirdiğini inceleyen

Él estudia más que cualquier otro estudiante de su clase.

O, sınıfında başka bir öğrencinin çalıştığından daha çok çalışır.

Tom estudia todo el tiempo, pero jamás parece aprender nada.

Tom her zaman çalışıyor ama bir şey öğreniyor gibi görünmüyor.

Ella estudia tanto como cualquier otro alumno de la clase.

Sınıfındaki herhangi bir öğrenci kadar çok çalışır.

- Trabaja mucho más que antes.
- Estudia mucho más que antes.

Eskisinden çok daha fazla çalışıyor.

Mi amigo Mike estudia química en la Universidad de Oxford.

Arkadaşım Mike Oxford Üniversitesi'nde kimya eğitimi alıyor.