Translation of "Espada" in Turkish

0.044 sec.

Examples of using "Espada" in a sentence and their turkish translations:

¡Quiero una espada!

Bir kılıç istiyorum!

Comimos pez espada.

Kılıç balığı yedik.

Dame la espada.

Kılıcı bana ver.

Saca tu espada.

Kılıcını çek.

Dame mi espada.

Bana kılıcımı verin.

Todos los que tomen la espada, a espada perecerán.

Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

- Yo no tengo una espada.
- No tengo una espada.

Bir kılıcım yok.

Aquellos que viven por la espada por la espada mueren.

Kılıçla yaşayanlar kılıçla ölürler.

¡Quiero tener una espada!

Bir kılıç sahibi olmak istiyorum!

Estoy afilando mi espada.

Ben kılıcımı keskinleştiriyorum.

Chris blandió su espada.

Chris kılıcını salladı!

Llamo un higo, a un higo y una espada, a una espada.

Ben açık açık konuşurum.

¡Quiero una espada como esta!

Böyle bir kılıç istiyorum!

Yo no tengo una espada.

Bir kılıcım yok.

Lo mataron con una espada.

O, bir kılıçla öldürüldü.

Tu espada... ¿Conoces su significado?

Senin kılıcın. Onun önemini biliyor musun?

¿Sabes cómo empuñar una espada?

Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Entre la espada y la pared.

- İki arada bir derede.
- Kırk katır kırk satır.

La pluma siempre vence la espada.

Kalem daima kılıcı yener.

Esta espada tiene una historia extraña.

Bu kılıcın tuhaf bir tarihi var.

- Una vaina para una espada es una funda.
- Una funda para una espada es una vaina.

Kılıcın kılıfına kın denir.

Y su espada partida por la mitad.

ve kılıcını kırdılar.

Le da su espada para jurar lealtad.

ona bağlılık yemini etmesi için kılıcını verir.

María le dio la espada a Tomás.

Mary Tom'a kılıç verdi.

La pluma es más fuerte que la espada.

Kalem kılıçtan daha güçlüdür.

Tom está entre la espada y la pared.

- Tom bir kaya ve sert bir yer arasına sıkıştı.
- Tom bir kaya ve sert bir yerin arasında sıkıştı.

Una palabra hiere más profundamente que una espada.

Bir kelime ile gelen bir darbe, bir kılıçla gelenbir darbeden daha derin vurur.

Nuevamente estaban enseñando cómo usar un escudo de espada

yine kılıç kalkan kullanmayı öğretiyorlardı

Finalmente se suicidó al caer sobre su propia espada.

Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.

Teniente, mi paciencia es más corta que mi espada.

Teğmen, benim sabrım kılıcımdan daha kısadır.

Tom le arrancó el brazo a Mary con una espada.

Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.

La espada Excalibur del Rey Arturo fue forjada en la isla Avalon.

- Kral Arthur'un kılıcı Excalibur, Avalon adasında dövüldü.
- Kral Arthur'un kılıcı Excalibur, Avalon adasında üretildi.

Hardrada se arrojó al centro de la pelea, desarmado, empuñando su espada con

Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle

Puede que mi espada esté roma, pero es más que suficiente para alguien como tú.

Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.

La leyenda cuenta que él recibió su espada de las manos de los mismos dioses.

Efsane, onun, kılıcını tanrıların kendi ellerinden aldığını söyler.