Translation of "Viven" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Viven" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Dónde viven ellos?
- ¿Dónde viven?
- ¿Dónde viven ellas?

- Onlar nerede yaşıyor?
- Nerede yaşıyorlar?

- Viven allá.
- Ellos viven allí.

Onlar orada yaşıyor.

- ¿Dónde viven ellos?
- ¿Dónde viven ellas?

Onlar nerede yaşıyor?

¿Dónde viven?

Siz arkadaşlar nerede yaşıyorsunuz?

Viven cerca.

Onlar yakın bir yerde yaşıyorlar.

- ¿Ellos viven en Argelia?
- ¿Viven en Argelia?

Cezayir'de mi yaşıyorlar?

Ellos viven separados.

Onlar ayrı yaşarlar.

¿Dónde viven ellas?

Onlar nerede yaşıyor?

Ellos viven cerca.

Onlar yakınlarda yaşarlar.

- Ellos viven puerta con puerta.
- Ellos viven al lado.

Onlar bitişikte yaşarlar.

- Ellos viven en una casa.
- Viven en una casa.

Onlar bir evde yaşar.

- Viven cerca del colegio.
- Ellos viven cerca de la escuela.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

- ¿Dónde viven ustedes?
- ¿Dónde viven todos ustedes?
- ¿Dónde vivís vosotros?

Hepiniz nerede yaşıyorsunuz?

Viven en constante miedo.

Onlar kalıcı korkuyla yaşıyorlar.

Ellos viven en paz.

Onlar barış içinde yaşarlar.

Viven en una casa.

Bir evde oturuyorlar.

Los optimistas viven más.

İyimserler daha çok yaşar.

¿Ellos viven con vos?

Onlar seninle mi yaşıyor?

Viven en una casita.

Onlar küçük bir evde yaşıyor.

Veinte familias viven aquí.

Burada yirmi aile yaşar.

- Viven en las afueras de la ciudad.
- Viven en las afueras.

Onlar banliyölerde yaşıyorlar.

- Ellos viven en una casa grande.
- Ellas viven en una casa grande.

Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.

- ¿Con quién vives?
- ¿Con quién viven?
- ¿Con quiénes vives?
- ¿Con quiénes viven?

- Kiminle yaşıyorsunuz?
- Kim ile yaşıyorsun?

Ellos viven en el vecindario

mahallede oturuyorlardır

Los dos padres aún viven.

Anne babamın ikisi de halen yaşıyor.

Mis padres viven en Kioto.

Anne babam Kyoto'da yaşıyorlar.

Ellos viven de la caridad.

Onlar sadaka ile yaşıyorlar.

Ellos viven en esta ciudad.

onlar bu kasabada yaşıyorlar.

Viven en una casa alquilada.

Onlar kiralık bir evde yaşamaktadırlar.

Ellos viven cerca del aeropuerto.

Onlar havaalanına yakın yaşıyorlar.

¿Cuántos esquimales viven en Groenlandia?

Grönland'da kaç tane eskimo yaşıyor?

Viven cerca de la playa.

Onlar sahile yakın yaşarlar.

¿Ustedes viven en este edificio?

- Bu binada mı yaşıyorsun?
- Bu binada mı oturuyorsun?
- Bu binada mı ikamet ediyorsun?
- Bu binada mı ikamet ediyorsunuz?
- Bu binada mı oturuyorsunuz?
- Bu binada mı yaşıyorsunuz?
- Siz bu binada mı yaşıyorsunuz?
- Siz bu binada mı ikamet ediyorsunuz?
- Siz bu binada mı oturuyorsunuz?
- Sen bu binada mı yaşıyorsun?
- Sen bu binada mı oturuyorsun?
- Sen bu binada mı ikamet ediyorsun?

Los hipopótamos viven en África.

- Su aygırları Afrika'da yaşarlar.
- Hipopotamlar Afrika'da yaşarlar.

¿En qué casa viven ellos?

Onlar hangi evde yaşıyorlar?

¿Dónde viven Tom y María?

Mary ve Tom nerede yaşıyor?

Muchos chinos viven en África.

Birçok Çinli Afrika'da yaşıyor.

Viven en la Tercera Avenida.

Onlar Üçüncü Cadde'de yaşıyorlar.

Ellos viven en una casa.

Onlar bir evde yaşar.

Los dos hermanos aún viven.

Her iki erkek kardeş hâlâ hayatta.

Las jirafas viven en África.

Zürafalar Afrika'da yaşar.

- Dime dónde vives.
- Dime en dónde vives.
- Dígame dónde vive.
- Dígame dónde vive usted.
- Dígame en dónde vive usted.
- Dígame en dónde vive.
- Díganme dónde viven.
- Díganme en dónde viven.
- Dime dónde viven.
- Dime dónde viven ustedes.
- Dime en dónde viven.
- Dime en dónde viven ustedes.

Bana nerede yaşadığını söyle.

¿Cuántas personas no viven entre ustedes?

aranızda yaşamayan kaç kişi var acaba?

Y viven en colonias muy grandes

ve çok büyük koloniler halinde yaşıyorlar

Los peces viven en el agua.

Balıklar suda yaşar.

Las vacas viven en el pasto.

İnekler otla yaşar.

Muchas garzas viven en el pantano.

Bataklıkta birçok balıkçıl yaşar.

Ellos viven fuera de la ciudad.

Onlar şehir dışında yaşıyorlar.

Ella y su novio viven juntos.

O ve erkek arkadaşı birlikte yaşıyorlar.

¿Cuántas personas viven en tu ciudad?

Kasabanda kaç kişi yaşıyor.

Viven en el piso de abajo.

Onlar alt katta yaşıyor.

¿Viven muchas personas en tu ciudad?

Senin kasabanda çok insan yaşıyor mu?

¿Tus padres todavía viven en Alemania?

Anne ve baban hala Almanya'da yaşıyor mu?

En Australia viven muchos animales extraños.

Avustralya'da birçok tuhaf hayvan yaşıyor.

En este pueblo viven cincuenta familias.

Bu köyde elli aile yaşıyor.

Los animales viven en el bosque.

Hayvanlar ormanda yaşar.

Pregúntale si todavía viven en Tokio.

Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.

Los peces viven en el mar.

Balık denizde yaşar.

Las mariposas viven por tres días.

Kelebekler üç gün yaşarlar.

Ellos viven en una casa chica.

Küçük bir evde yaşarlar.

Mis padres viven en el campo.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

En el bosque viven animales salvajes.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Ellos viven en un bello sector.

Onlar güzel bir bölgede yaşıyorlar.

Entérese del hotel en que viven.

Onların hangi otelde yaşadığını öğren.

Primero, tenemos que localizar donde viven.

Önce, onların nerede yaşadığını öğrenmek zorundayız.

Tom y Mary no viven juntos.

Tom ve Mary birlikte yaşamıyorlar.

Mis hijos viven en Nueva York.

Çocuklarım New York'ta yaşıyor.

En aquella casa viven dos familias.

- İki aile o evde yaşıyor.
- O evde iki aile yaşıyor.
- O evde iki aile yaşar.

Dos familias viven en la casa.

Evde iki aile yaşıyor.

Muchos científicos viven en este pueblecito.

Birçok bilim adamı bu küçük köyde yaşıyor.

Los beduinos viven en el desierto.

Bedeviler çölde yaşar.

- Él tiene dos hermanas. Ellas viven en Kioto.
- Ella tiene dos hermanas que viven en Kioto.

- İki kız kardeşi var. Onlar Kyoto'da yaşıyor.
- Kyoto'da yaşayan iki kız kardeşi var.

Si Uds. viven en el planeta Tierra

Eğer Dünya gezegeninde yaşıyorsanız

Pero sobre por qué viven de noche

fakat neden gece yaşadıklarına dair

¿Echar un vistazo y ver cómo viven?

Bir bakın bakalım nasıl yaşıyorlar?

Los pandas gigantes sólo viven en China.

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

Muchas clases de pájaros viven en Japón.

- Japonya'da birçok kuş türü yaşar.
- Japonya'da birçok kuş türü yaşıyor.

En Nueva York viven muchos artistas famosos.

- Birçok ünlü sanatçılar New York'ta yaşarlar.
- Birçok ünlü sanatçı New York'ta yaşıyor.

Los que viven ahí son amigos nuestros.

Orada yaşayan insanlar bizim arkadaşlarımız.

Dos familias viven en la misma casa.

İki aile aynı evde yaşamaktadır.

- ¿Dónde vive?
- ¿Dónde viven?
- ¿Usted dónde vive?

Nerede yaşıyorsunuz?

Las dos familias viven bajo un techo.

İki aile tek bir çatı altında yaşıyor.

Ellos son los que viven al lado.

Onlar bitişikte yaşayan insanlardır.

Tom y Mary viven en estados diferentes.

- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Tom ve Mary farklı devletlerde yaşıyorlar.