Translation of "Escalar" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Escalar" in a sentence and their turkish translations:

- Tom adora escalar montañas.
- A Tom le encanta escalar montañas.

Tom dağlara tırmanmayı sever.

Bien, entonces, prefieren escalar.

Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.

Me gusta escalar montañas.

Ben dağlara tırmanmayı severim.

Pretendemos escalar esa montaña.

- O dağa tırmanmayı planlıyoruz.
- Bu dağa tırmanmayı planlıyoruz.

Intenté escalar la montaña.

Dağa tırmanmaya çalıştım.

Quiero escalar esta montaña.

Bu dağa tırmanmak istiyorum.

Quiero escalar la montaña.

Dağa tırmanmak istiyorum.

Consiguió escalar la montaña.

O, dağa tırmanmayı başardı.

- Ellos empezaron a escalar la colina.
- Empezaron a escalar la colina.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

Es peligroso escalar esa montaña.

O dağa tırmanmak tehlikelidir.

Quiero escalar el Monte Fuji.

Mt.Fuji'ye tırmanmak istiyorum.

Pero es como escalar una montaña.

aslında biraz dağa tırmanmaya benziyor.

Y acantilados muy inestables para escalar.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Intentemos escalar para ir tierra adentro.

Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.

Que el perfeccionismo nos permite escalar.

bir başarı dağı gibi düşünebilirsiniz.

Fui a escalar a los Alpes.

Alp'lerde tırmanmaya gittim.

Aquella montaña es fácil de escalar.

O dağa tırmanması kolaydır.

Esta montaña es difícil de escalar.

Bu dağa tırmanmak zordur.

Siempre quise escalar el Monte Fuji.

Her zaman Fuji Dağı'na tırmanmak istedim.

Escalar aquella montaña fue pan comido.

- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.

La madre de Lilah va a escalar

Lilah’ın annesi kaya tırmanışına gidiyor

¿Usar la cuerda? ¿O escalar las rocas?

Halatla tırmanma mı, kaya tırmanışı mı?

Pero el hermano mayor puede escalar solo.

Ama en büyük abi kendi başına tırmanabiliyor.

Esos zapatos no son adecuados para escalar.

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz.

Sería estúpido escalar esa montaña en invierno.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

Quiero volver a escalar el monte Fuji.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

Sería una locura escalar esa montaña en invierno.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

Tengo muchas aficiones - pescar y escalar, por ejemplo.

Birçok hobilerim var, örneğin balıkçılık ve tırmanma.

Es peligroso escalar una montaña con mal tiempo.

Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

Me gusta escalar árboles de vez en cuando.

Ara sıra ağaçlara tırmanmayı severim.

Mi esposo y yo solíamos escalar montañas juntos.

Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.

Me gustaría volver a escalar el monte Fuji.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

A escalar fuera de mi mundo oscuro, individual, controlable

Kontrolümdeki karanlık dünyamdan çıkacaktım

Al enfrentarme a una montaña tan grande que escalar.

bana ne kadar yararlı olacaklarını bilmek istedim.

¿Correr riesgos positivos puede escalar con las exposiciones repetidas?

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

Cuando Ahmad era un niño, podía escalar altos árboles.

Ahmet çocukken, yüksek ağaçlara tırmanabiliyordu.

No deberías escalar una montaña tan alta en invierno.

Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.

Si quieren escalar el acantilado, presionen "Izquierda" y, luego, "OK".

Kayalıklara tırmanmak istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

Bueno, el espacio está ahí y lo vamos a escalar.

Peki uzay orada ve biz ona tırmanacağız.

- Queremos subir a esa montaña.
- Nos gustaría escalar esa montaña.

- Biz şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.

- Estaban tan cansados que no subieron a la montaña.
- Ellos estaban muy cansados para escalar la montaña.

Onlar bir dağa tırmanamayacak kadar yorgundular.

No soy tan estúpido como para escalar una montaña en invierno sin antes hacer los preparativos adecuados.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

Puedo intentar trepar la cuerda o intentar escalar por las rocas que hay en la entrada de la cueva.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.