Translation of "Ello" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Ello" in a sentence and their turkish translations:

- Ve a por ello.
- Vete a por ello.
- Id a por ello.

Onu almaya git.

- Soy consciente de ello.
- Estoy enterado de ello.
- Yo soy consciente de ello.

Ben bunun farkındayım.

- Nunca platicamos de ello.
- Nunca hablamos de ello.

Biz o konuda hiç konuşmadık.

Ponte a ello.

Devam et.

Trabajo en ello.

Onun üzerinde çalışıyorum.

¿Qué implica ello?

O, ne içeriyor?

Fantaseo sobre ello.

Onun hakkında hayal kuruyorum.

¡Háblame de ello!

Bana ondan bahset!

- Se arrepentirá de ello.
- Ella se arrepentirá de ello.

O bundan pişman olacak.

- Estaba pensando en ello.
- Yo estaba pensando en ello.

Bunun hakkında düşünüyordum.

- Yo me encargo de ello.
- Yo me ocuparé de ello.

- Ben onunla ilgilenirim.
- Bu iş bende.

- Puedes estar seguro de ello.
- Puedes estar segura de ello.

Bundan emin olabilirsiniz.

- No quería pensar en ello.
- No quise pensar en ello.

Bunu düşünmek istemiyordum.

Todos estamos en ello.

Hepimiz sahadayız.

- Pregúntaselo.
- Pregúntale sobre ello.

Bu konuda ona sorun.

Cuéntame todo sobre ello.

Bana onun hakkında her şeyi söyle.

Nos encargaremos de ello.

Onunla ilgileneceğiz.

Me aseguré de ello.

Onu garantiye aldım.

Quiero oír de ello.

Bu konudan haberdar olmak istiyorum.

Estoy pensando en ello.

Ben bunu düşünüyorum.

Soy consciente de ello.

Onun oldukça farkındayım.

Me habló de ello.

Bana ondan bahsetti.

Puedo vivir con ello.

Ben onunla yaşayabilirim.

Debo acostumbrarme a ello.

Ona alışmam lazım.

¿Habéis meditado sobre ello?

O konuda düşündün mü?

Está funcionando para ello realmente.

istendiği gibi çalışıp çalışmadığı.

Pero necesitamos hablar de ello

fakat bunları konuşmamız gerek

Para ello, comencé un ejercicio

Bunun için de Pazar çizimi dediğim

Deme los detalles de ello.

Bana onun ayrıntılarını verin.

Argüí con él sobre ello.

Onun hakkında onunla tartıştım.

No le pagaron por ello.

O onun için ödeme almadı.

Yo me ocuparé de ello.

Onun üstesinden gelirim.

Solo quiero olvidarme de ello.

Sadece onu unutmak istiyorum.

Tom se alegró de ello.

Tom onun hakkında mutluydu.

Tengo que pagar por ello.

Onu ödemeliyim.

Estoy absolutamente seguro de ello.

Bu konuda yüzde yüz eminim.

Estoy habituado a ello ahora.

Ben şu ana kadar buna alıştım.

No puedo hablar de ello.

Onun hakkında konuşamam.

¿Quieres hablar de ello ahora?

Şimdi onun hakkında konuşmak ister misin?

Ello habla por sí mismo.

Açıklama gereksiz.

Prefiero no hablar de ello.

Bunun hakkında konuşmamayı tercih ederim.

No hablemos más sobre ello.

Bundan daha fazla bahsetmeyelim.

Por favor cuéntame sobre ello.

Lütfen bana ondan bahset.

Ya os acostumbraréis a ello.

Ona alışacaksın.

No quiero hablar de ello.

Ben onun hakkında konuşmak istemiyorum.

Tenemos que prepararnos para ello.

Onun için hazırlık yapmak zorundayız.

Ya no pienso en ello.

Artık onun hakkında asla düşünmüyorum.

- Piénsatelo.
- Medítalo.
- Medita sobre ello.

Onun hakkında düşünün.

- Ni siquiera he pensado en ello.
- No he pensado en ello para nada.

Ben bunun hakkında hiç düşünmedim.

E hicimos algo sobre ello, ¿no?

Bu konu hakkında bir şeyler yaptık, değil mi?

¿Estoy en este escenario por ello?

Bu sahneye o sayede mi çıktım?

Fui testigo, fui parte de ello.

Başından beri bizzat gördüm,

- Me lo pensaré.
- Pensaré en ello.

Ben onun hakkında düşüneceğim.

No hay nada sospechoso en ello.

Onun hakkında şüpheli bir şey yok.

Él prefiere no hablar de ello.

O, bunun hakkında konuşmamayı tercih eder.

Ella prefiere no hablar de ello.

O, o konuda konuşmamayı tercih eder.

Él no quería pensar en ello.

O bunun hakkında düşünmek istemiyordu.

Hablaremos de ello en unos días.

- Birkaç gün içinde onun hakkında konuşacağız.
- Birkaç güne onun hakkında konuşacağız.

Tom ya está trabajando en ello.

Tom zaten onun üzerinde çalışıyor.

No quiero hablar más de ello.

Bu konuda konuşmak istemiyorum artık.

No tengo ninguna prueba de ello.

Onunla ilgili kanıtım yok.

Dije que estoy cansado de ello.

Ondan bıktığımı söyledim.

No hay nada malo en ello.

Bunda yanlış bir şey yoktur.

- Eso sería mortal.
- Ello sería suicida.

Bu intihara eğilimli olur.

No estoy demasiado interesado en ello.

Buna çok düşkün değilim.

No veo ningún problema en ello.

Bununla ilgili bir sorun görmüyorum.

Podemos hablar de ello más tarde.

Onun hakkında daha sonra konuşabiliriz.

Nunca había pensado antes en ello.

Buna o kadar dikkat etmemiştim.

He hablado con Tom sobre ello.

Onun hakkında Tom'la konuştum.

Me dijiste que podías con ello.

Bana onunla başa çıkabileceğini söyledin.

- Yo lo pagaré.
- Pagaré por ello.

Hesabı ben ödeyeceğim.

Él me habló acerca de ello.

Bu konuda benimle konuştu.

Hablaré de ello con mi caballo.

O konuyu atımla konuşacağım.

Tom no sabía nada de ello.

Tom onun hakkında bir şey bilmiyordu.

Debería haber pensado antes en ello.

Bunu daha önce düşünmeliydim.

- En realidad no quieres hablar de ello, ¿verdad?
- En realidad no queréis hablar de ello, ¿verdad?
- En realidad usted no quiere hablar de ello, ¿verdad?
- En realidad ustedes no quieren hablar de ello, ¿verdad?

Gerçekten bunun hakkında konuşmak istemiyorsun, değil mi?

Para ello, realizaré dos trucos esta noche.

Bunun için, bu gece iki numara yapacağım.

Porque si nuestra felicidad depende de ello,

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

Salvo que su vida dependa de ello.

Sadece hayatınız söz konusuysa.

Y no es necesario teorizar sobre ello.

Bunu kuramlaştırmak zorunda değilsiniz.

Él no pudo evitar reírse de ello.

Ona gülmekten kendini alamadı.

- Déjale que pague.
- Déjale pagar por ello.

Onun için ödesin.

Su madre se queja constantemente de ello.

- Annesi sürekli bundan şikayet eder.
- Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.

No puedo parar de pensar en ello.

Onun hakkında düşünmeden edemiyorum.

Llevo todo el día pensando en ello.

Bütün gün bunu düşündüm.

Para ello, utilizan un proceso llamado proyección.

Bunu yapmak için, projeksiyon denilen bir işlemi kullandılar.

Dije que hablaría con Tom sobre ello.

Onun hakkında Tom'la konuşacağımı söyledim.

Pienso en ello de vez en cuando.

Zaman zaman onu düşünürüm.

No hablemos de ello ahora, por favor.

- Ona girmeyelim, lütfen.
- O konuya girmeyelim lütfen.

- ¿Puede usted responder?
- ¿Puedes responder a ello?

Onu yanıtlayabilir misin?

- Ve a por ello.
- Ve a cogerlo.

Onun için git.

María habló de ello con sus amigos.

Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.

La mayoría de ello está en francés.

Bunun çoğu Fransızca.

Estoy feliz de que todo ello terminara.

Bunun hepsinin bittiğine memnun oldum.