Translation of "Decidido" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Decidido" in a sentence and their turkish translations:

Eres decidido.

- Güçlü bir iraden var.
- Hafızan kuvvetli.

- He decidido hacer eso solo.
- He decidido hacer eso sola.
- He decidido hacerlo sola.
- He decidido hacerlo solo.
- He decidido hacer eso yo mismo.
- He decidido hacerlo yo mismo.

Bunu tek başıma yapmaya karar verdim.

Me he decidido.

Kararımı verdim.

Hemos decidido callarnos.

Sessiz kalmaya karar verdik.

He decidido jubilarme.

Emekli olmaya karar verdim.

- Aún no me he decidido.
- Todavía no me he decidido.
- No me he decidido todavía.

Henüz karar vermedim.

- No me he decidido todavía.
- Aún no lo he decidido.

Ben henüz o konuda karar vermedim.

Han decidido no venir.

Onlar gelmemeye karar verdi.

- Eres decidido.
- Eres decidida.

Sen kararlısın.

- Tom y Mary han decidido romper.
- Tom y Mary han decidido romper su relación.
- Tom y Mary han decidido dejarlo.
- Tom y Mary han decidido separarse.

Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.

- Tom ha decidido estudiar en el extranjero.
- Tom ha decidido estudiar fuera.

Tom yurt dışında eğitim görmeye karar verdi.

¿Todavía no te has decidido?

Henüz karar vermedin mi?

No me he decidido todavía.

Hâlâ kararsızım.

Todavía no hay nada decidido.

Henüz hiçbir şeye karar verilmedi.

Tom casi se ha decidido.

Tom hemen hemen kararını verdi.

He decidido no estudiar francés.

Fransızca çalışmamaya karar verdim.

¿Habéis decidido ir a Australia?

Avustralya'ya gitmeye karar verdiniz mi?

Él ha decidido no beber.

İçmemeye karar verdim.

He decidido decir la verdad.

Gerçeği söylemeye karar verdim.

¿Has decidido irte a Australia?

Avustralya'ya gitmeye karar verdiniz mi?

He decidido que no iremos.

Gitmeyeceğimize karar verdim.

He decidido aprender la taquigrafía.

Steno öğrenmeye karar verdim.

- Decidí dimitir.
- He decidido renunciar.

Ben istifa etmeyi seçtim.

Hemos decidido ir en coche.

Arabayla seyahat etmeye karar verdik.

- Ellas han decidido no comprar la televisión.
- Ellos han decidido no comprar la televisión.

Onlar televizyonlarını satmamaya karar verdiler.

Él ha decidido comprar el coche.

Araba satın almak için karar verdi.

Papá ha decidido dejar de fumar.

Babam sigara içmeyi durdurmaya karar verdi.

He decidido que me quedaré aquí.

Ben burada kalmaya karar verdim.

Ha decidido marcharse de la compañía.

O, şirketten ayrılmaya karar verdi.

¿Te has decidido a hacerte profesor?

Bir öğretmen olmak için karar verdin mi?

Tom todavía no se ha decidido.

Tom henüz kararını vermedi.

Tom está más decidido que nunca.

Tom her zamankinden daha kararlıdır.

Había decidido sobre una nueva política.

O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.

No sabía que había decidido irse.

Gitmeye karar verdiğini bilmiyordum.

Estoy decidido a realizar este plan.

Ben bu planı gerçekleştirmek için kararlıyım.

¿Estás decidido a hacerte un tatuaje?

Dövme yaptırmaya kararlı mısın?

¿Has decidido qué vas a hacer?

Ne yapacağına karar verdin mi?

He decidido correr todos los días.

Her sabah koşmaya karar verdim.

¿Has decidido lo que quieres pedir?

Sipariş etmek istediğiniz şeye karar verdiniz mi?

Está decidido a ir a Inglaterra.

İngiltere'ye gitmek için kararlı.

He decidido preparar algo para comer.

Yememiz için bir şey yapmaya karar verdim.

Ella ha decidido dejar la compañía.

O şirketten istifa etmek için kararını verdi.

Tom ha decidido vender su casa.

Tom evini satmaya karar verdi.

Han decidido no vender el coche.

Onlar arabalarını satmamaya karar verdiler.

He decidido decirle que le quiero.

Ona kendisini sevdiğimi söylemeye karar verdim.

He decidido comprar el coche azul.

Mavi arabayı satın almaya karar verdim.

- No he decidido a qué trabajo voy a presentarme.
- No he decidido qué trabajo solicitar.

Hangi işe başvuracağıma karar vermedim.

CQ: Hemos decidido evitar el debate político

CQ: Çift partili arkadaşlığımızı

Está decidido que él ira a América.

Onun Amerika'ya gideceği açık.

Tom estaba decidido a dejar la compañía.

Tom şirketten ayrılmaya kararlıydı.

Él estaba decidido a ir al extranjero.

O, yurt dışına gitmeye kararlıydı.

He decidido que Tomás use mi coche.

Tom'un arabamı kullanmasına izin vermeye karar verdik.

He decidido qué cocinar para la cena.

- Akşama ne pişireceğime karar verdim.
- Akşam yemeği için ne yapacağıma karar verdim.

He decidido no comprar más el perfume.

Artık parfüm almamaya karar verdim.

He decidido que no quiero ser famoso.

Ünlü olmak istemediğime karar verdim.

¿Has decidido el tema de tu tesis?

Tez konunla ilgili karar verdin mi?

Han decidido casarse el mes que viene.

Gelecek ay evlenmeye karar verdiler.

He decidido aprender a tocar el arpa.

Arp çalmayı öğrenmeye karar verdim.

¿Has decidido ya dónde ir de vacaciones?

Tatil için nereye gideceğine karar verdin mi?

He decidido nunca volver a hacer eso.

Onu bir daha asla yapmama kararı aldım.

Hablé con una organización que recientemente había decidido

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

Yo te haré enterar en cuanto sea decidido.

Karar verildiğinde size bildireceğim.

Él tiene decidido partir mañana por la tarde.

Yarın öğleden sonra hareket edecek.

Pensé que podría haber decidido empezar sin mí.

Bensiz başlamaya karar vermiş olabileceğini düşündüm.

Han decidido dejar a un lado viejas rencillas.

Onlar eski yaraları bir kenara koymaya karar verdiler.

Él estaba decidido a no verla otra vez.

Bir daha onunla buluşmamaya karar verdi.

- Él ha decidido casarse finalmente.
- Finalmente decidió casarse.

Sonunda evlenmeye karar verdi.

He decidido devolver todo el dinero que robé.

Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.

Tom dice que todavía no se ha decidido.

Tom henüz karar vermediğini söylüyor.

Tom no sabía que Mary había decidido dejarlo.

Tom Mary'nin onu terk etmeye karar verdiğini bilmiyordu.

¿Piensas que Tomás está decidido a hacer esto?

Tom'un bunu yapmaya kararlı olduğunu düşünüyor musun?

Según tú, ¿Tomás está decidido a hacer esto?

Sence Tom bunu yapmaya kararlı mı?

He decidido contarle a Tom que le amo.

Tom'a onu sevdiğimi söylemeye karar verdim.

El gobierno está decidido a poner fin al terrorismo.

Hükümet terörizme son vermeye kararlı.

¿Por qué ha decidido Bill llegar a ser ingeniero?

Bill'e bir mühendis olmasını karar verdiren nedir?

Él ha decidido pasarle su negocio a su hijo.

O, işini oğluna devretmeye karar verdi.

- Tomé una decisión.
- Me he decidido.
- Tomé mi decisión.

Kararımı verdim.

No he decidido a qué trabajo voy a presentarme.

Hangi işe başvuracağıma karar vermedim.

He decidido dejar el trabajo a fin de mes.

Ay sonunda işimden ayrılmaya karar verdim.

Él fue honesto, fuerte y decidido para tomar decisiones.

O, dürüst, güçlü ve kararlar vermek için istekliydi.

Como tengo muchísimo tiempo libre, he decidido estudiar francés.

Çok boş zamanım olduğu için Fransızca çalışmaya karar verdim.

He decidido escribir veinte frases al día en Tatoeba.

Tatoeba'da günde 20 cümle yazmaya karar verdim.

Ellos han decidido apegarse al plan original después de todo.

Onlar sonuçta orijinal plana sadık kalmaya karar verdiler.

No sabía que él había decidido renunciar a su trabajo.

Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.

He decidido dejar mi trabajo a fines de este mes.

Bu ayın sonunda işimden ayrılmaya karar verdim.

- Bueno, ¿han decidido ustedes?
- Bueno, ¿se decidió?
- Bueno, ¿te decidiste?

Pekala, karar verdiniz mi?

Por favor, llámeme en cuanto haya decidido lo que quiere hacer.

Ne yapmak istediğine karar verdiğinde lütfen beni ara.

Han decidido demoler su antigua casa para construir una casa plurifamiliar.

Bir apartman inşa etmek için eski evlerini yıkmaya karar verdiler.

- Sue y John decidieron casarse.
- Sue y John han decidido casarse.

Sue ve John evlenmeye karar verdiler.

Por favor, llámenme en cuanto hayan decidido lo que quieren hacer.

Ne yapmak istediğinize karar verdiğiniz zaman beni arayın lütfen.

Tom no sabía que Mary había decidido renunciar a su trabajo.

Tom Mary'nin işini bırakmaya karar verdiğini bilmiyordu.

¿Has decidido si vas o no vas a vender tu casa?

Evini satıp satmayacağına karar verdin mi?

- Tom decidió mantener un diario.
- Tom ha decidido mantener un diario.

Tom bir günlük tutmaya karar verdi.

Hemos considerado tu propuesta, y hemos decidido que no podemos reducir el precio.

Biz senin önerini düşündük ve fiyatı ucuzlatamayacağımıza karar verdik.