Translation of "Dándole" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Dándole" in a sentence and their turkish translations:

Observándolo y dándole su opinión:

kendi işi olan konser kemanistliğini bırakmış.

¿Por qué sigues dándole dinero?

Neden ona para vermeyi sürdürüyorsun?

Estuve dándole vueltas durante mucho tiempo

Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.

Estoy dándole pecho a mi hija.

Kızımı emziriyorum.

Estamos dándole pecho a nuestros bebés.

Biz bebeklerimizi emziriyoruz.

He estado pensando, dándole vueltas en la cabeza.

kafa patlatıyorum, düşünüyorum,

Algunos compañeros de clase me vieron dándole chocolate.

Bazı sınıf arkadaşları benim ona çikolata verdiğimi gördü.

- Prueba dándole una patada.
- Dale con el pie, a ver.

Ona tekme atmayı dene.

¿Qué tipo de comida debería estar dándole a mi perro?

Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim?

Napoleón decidió a favor de Murat, dándole una de las divisiones de Davout.

Napolyon Murat'ın lehine karar vererek ona Davout'un tümenlerinden birini verdi.

- Estoy dándole de comer al pez dorado.
- Le doy de comer al pez dorado.

Akvaryum balığı besliyorum.

Dándole "Me Gusta" a este vídeo y suscribiendote a este canal, también nos ayudas a crecer.

Bu videoyu beğenme ve kanala abone olma büyümemize de yardımcı olacak.

En tanto que el espíritu humano prospere en este planeta, la música en alguna forma viviente se lo acompañará y sostenerá, dándole significado expresivo.

İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.