Examples of using "Pecho" in a sentence and their turkish translations:
- Onun tüylü bir göğsü var.
- Onun kıllı bir göğsü var.
Göğsüm ağrıyor.
Göğsümde bir ağrım var.
Tom'un kıllı bir göğsü var.
Kızımı emziriyorum.
Biz bebeklerimizi emziriyoruz.
Onu ciddiye alma.
Benim mememde bir yumru var.
Göğsümde belli bir anksiyete hissettim.
Göğsünde üç kurşun yarası vardı.
Kan göğsünün üzerine aktı.
Göğsümde bir ağrım var.
Göğsüne masaj yapmamı ister misin?
- Göğsümde keskin bir ağrı var.
- Göğsümde şiddetli bir ağrı var.
Onu emzirir misin yoksa biberonla mı beslersin?
Kalp, göğüste yer alır.
O göğsüne kırmızı bir fular taktı.
Elini kalbine koydu.
göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.
- İş işten geçti.
- Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye.
- İş işten geçmiş.
- Ölen geri gelmez.
- Giden geri gelmez.
- Olan olmuş.
- İş işten geçmiş.
Tom üç kez göğsünden bıçaklandı.
Göğsüme takılı bir kapakçık vardı, robotik bir kapakçık.
Çocuk köpeğin göğsüne sarıldı.
EKG için göğsünüzdeki kılları tıraş etmem gerekiyor.
Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.
Kurşun, onun göğsüne girdi, onu kritik durumda bıraktı.
Mary'ye ekim ayında meme kanseri teşhisi kondu.
Göğsümde öksürük ve baş ağrısı olan soğuk algınlığı var.
Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
ve bebek pembeleşti annesinin kucağında ısındı
- Onu ciddiye almayın.
- Onu ciddiye alma.
Öğrenci, yargıcın, konuşması üzerindeki kritik yorumlarıyla cesaretlendi.
Ben gençken kafamda bir sürü saçım vardı ve göğsümde hiç. Şimdi tam tersi.
Boynunu parlak bir kolyeyle, göğsünü ışıl ışıl bir broşla, alnını çiçekten bir taçla süsle!