Translation of "Corazones" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Corazones" in a sentence and their turkish translations:

Son corazones y mentes.

Kalpler ve zihinlerle alakalı.

- Siempre vivirá en nuestros corazones.
- Ella vivirá para siempre en nuestros corazones.

O her zaman kalplerimizde yaşayacak.

Siempre vivirá en nuestros corazones.

Sonsuza dek kalbimizde yaşayacak.

Tengo el as de corazones.

Kupa asım var.

Él cambió el mundo, cambió corazones,

O, dünyayı değiştirdi, kalpleri değiştirdi

Debemos hacer ese trabajo en nuestros corazones,

Biz bu işi, bu ırkçılık karşıtı olma işini

El tiempo sana todos los corazones rotos.

- Zaman tüm kırık kalpleri iyileştirir.
- Zaman en iyi ilaçtır.
- Zaman tüm yaraları iyileştirir.

Pagamos nuestro carnismo con nuestros corazones y mentes,

Karnizmin bedelini, kalbimizle ve aklımızla,

Los corazones rotos son literal y metafóricamente mortales.

Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.

Conozcan sus contornos, miren el diario de sus corazones.

Sınırlarını öğrenin, kalbinizin güncesine bir göz atın.

¿No se romperían los corazones de millones en este caso?

milyonlarca insanın kalbi bu durumda kırılmaz mıydı?

- Quema los ojos que te miran y los corazones que te aguardan.
- Que se quemen los ojos que te miren y los corazones que te esperan.

Sana bakan gözleri ve yolunu gözleyen gönülleri ateş gibi yak.

Hombres, indicando a los generales qué posiciones deben tomar, animando todos los corazones

, generallere hangi pozisyonları almaları gerektiğini belirterek, bakışlarından yansıyan güvenle

¿Qué tan bien se realizaría una oración al romper los corazones de millones de personas?

milyonlarca insanın kalbini kırarak kılınan namaz bir Müslümana ne kadar yakışırdı ki?

- El cielo y el infierno existen en el corazón del hombre.
- El cielo y el infierno existen en los corazones del hombre.

Cennet ve cehennem, insanın kalbinde bulunur.