Examples of using "Visitó" in a sentence and their turkish translations:
O, öğretmeni ziyaret etti.
Tom, Boston'u ziyaret etti.
Papa Brezilya'yı ziyaret etti.
O, arkadaşını ziyaret etti.
Biri onu dün ziyaret etti.
Tom, Mary'yi ziyaret etti.
Tom dün beni ziyaret etti.
O, dün beni ziyaret etti.
Başkan olduğu zaman Japonya'yı ziyaret etti.
- Perry 1853 yılında Uraga'yı ziyaret etti.
- Perry 1853'te Uraga'yı ziyaret etti.
O kimseyi ziyaret etmedi.
O, Nara'yı otobüsle ziyaret etti.
On sene önce Moritanya'ya gitti.
Kraliçe müzeyi ziyaret etti.
O, dün amcasını ziyaret etti.
O, 1998 yılında Çin'i ziyaret etti.
O Boston'da onu ziyaret etti.
Başkan olduğu zaman Japonya'yı ziyaret etti.
O, Asya'da birçok ülkeyi ziyaret etti.
Tom, Mary'nin mezarını ziyaret etti.
Carol, geçen ay Boston'ı ziyaret etti.
O, geçen yıl Kyoto'yu ziyaret etti.
Aslında Amerika'da bulunmadı.
Tom bu yaz, Suudi Arabistan'ı ziyaret etti.
Polis bütün evleri ziyaret etti.
Dün teyzesini ziyaret etti.
İki yıl önce Kanazawa'yı ziyaret etti.
Tom Boston'da Mary'yi ziyaret etti.
O, onu 20 Ekimde ziyaret etti.
Onun gittiği doktor ünlüdür.
Dün benim eski bir arkadaşım ziyaret etti.
Bir öğrenci büyük oyun yazarının evini ziyaret etti.
Hapishanede kocasını ziyaret etti.
O, üniversitesinde Profesör Smith'i ziyaret etti.
Bir yıl sonra, Sovyetler Birliği'ni ziyaret etti.
Tom 20 Ekimde Mary'yi ziyaret etti.
Osaka'da yaşayan amcam/dayım dün bizi ziyaret etti.
Amca ve teyzesini ziyaret etti.
- O bir satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.
Tom Pazar sabahı Mary'yi ziyaret etti.
On yıldır ilk defa memleketini ziyaret etti.
Tom hastanede Mary'yi ne zaman ziyaret etmişti?
Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomat gördü.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinden beri bir yıldan fazla oldu.
Mariner 10, Merkür'ü ziyaret eden ilk uzay sondasıydı. Aynı zamanda, iki gezegeni -Venüs ve Merkür- ziyaret eden ilk sondaydı.
Doktor, hastasına bir iyi ve bir kötü haberi olduğunu söyler: "Kötü haber artık bu günden sonra yaşamayacaksınız. Ve işte iyi haber, bunu size dün söylemeyi unuttum."