Translation of "Bomberos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Bomberos" in a sentence and their turkish translations:

¿Cuántos bomberos había?

Orada kaç tane itfaiyeci vardı?

Vinieron los bomberos.

- İtfaiyeciler geldiler.
- İtfaiyeciler olay yerine vardılar.

- ¡Llama al departamento de bomberos!
- ¡Llame a los bomberos!

İtfaiyeyi çağırın!

- Los bomberos localizaron el fuego.
- Los bomberos ubicaron el fuego.

İtfaiyeciler yangını sınırladılar.

- Los bomberos han apagado el fuego.
- Los bomberos apagaron el fuego.

İtfaiyeciler yangını söndürdü.

Los bomberos extinguieron rápidamente el fuego.

İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.

Los bomberos tiraron la puerta abajo.

İtfaiyeciler kapıyı yıktılar.

Los bomberos todavía están buscando sobrevivientes.

İtfaiyeciler hâlâ hayatta kalanları arıyorlar.

Por favor, llama al departamento de bomberos.

Lütfen itfaiyeyi arayın.

Decidí hacerme miembro de los bomberos voluntarios.

Ben gönüllü itfaiyeye katılmaya karar verdim.

Los bomberos quedaron atrapados entre las llamas.

İtfaiyeciler alevler arasında kapana kısıldılar.

Había dos bomberos españoles llamados José y Josbí.

Orada Jose ve Josbi adında iki İspanyol itfaiyeci vardı.

La brigada de bomberos ahora tiene vehículos más modernos.

İtfaiye şimdi daha modern araçlara sahip.

Tuvieron que llamar a los bomberos para apagar las llamas.

Onlar alevleri söndürmek için itfaiye çağırmak zorunda kaldı.

El fuego se había extinguido ya cuando llegaron los bomberos.

İtfaiyeci geldiğinde yangın çoktan sönmüştü.

- Cuando las ranas críen pelo.
- Cuando paguen a los bomberos.

Çıkmaz ayın son çarşambası.

Antes de que los bomberos pudieran llegar, ambos edificios se quemaron.

İtfaiyeciler gelemeden her iki bina da yandı.

Los bomberos no pudieron apagar el fuego de la nave industrial.

İtfaiyeciler sanayi tesisindeki yangını söndüremedi.

El parque de bomberos está al lado de la comisaria de policía.

Itfaiye istasyonu karakolun yanındadır.

La casa se quemó por completo antes que el camión de bomberos llegara.

İtfaiye aracı gelmeden önce ev temele kadar yandı.

El incendio se había propagado al siguiente edificio antes de que vinieran los bomberos.

- Yangın, itfaiyeciler gelmeden önce yandaki binaya yayılmıştı.
- İtfaiyeciler gelene kadar yangın bitişik binaya sıçramıştı.
- İtfaiyeciler geldiğinde yangın çoktan yandaki binaya geçmişti.

El fuego fue tan intenso que los bomberos no pudieron entrar en la casa.

Yangın o kadar yoğundu ki itfaiyeciler eve giremedi.