Examples of using "Apuro" in a sentence and their turkish translations:
Bu acele niye?
Hiç acelesi yok.
Seni sıkboğaz etmiyeceğim.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
Tom'un arabasını satmak için acelesi yok.
Bu kadar acele etmesini tuhaf bulmuyor musunuz?
Acele etme. Aceleye gerek yok.
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Tom'un her zaman acelesi var.
- Acele etmeyin. Aceleye gerek yok.
- Yavaş yapın. Acele etmeye gerek yok.
Kompozisyonu aceleyle yazdım, bu yüzden hatalarla dolu olmalı.